Disiplin
ilkelerinde tereddüt yaşayan aileler çocuk yetiştirme ilkelerinden habersizdir.
Disiplin vurma kırma değildir. Örneğin, bitki disiplini olmadan bitki yetiştirmek
kara düzendir. Aile disiplini aynı zamanda ev disiplinidir. Ev disiplininde
yemek odası takımının, yatak odasına konulması nasıl doğru değilse, çocuk
disiplinindeki kafa karışıklığı da o düzeyde telafi edilmesi gereken bir
durumdur.
Disiplinde
kafa karışıklığı yaşayan anne baba, zamanla çocuğun gidişatından rahatsızlık
duymaya başlayacaktır. İçlerinde gizli bir öfke de belirecektir. Çünkü nasıl
hareket etmeleri gerektiğini bilmiyorlardır. Ebeveynler kendilerini suçlu
hissederler. Her istediğini yaptırtmaya çalışan çocuk aile içinde zamanla
despot olur. Bazı anlar çocuk anne baba için nankör yaratık haline gelir. Sebep
disipline edilmeyen tutum ve davranışlardır. Disipline edilmemiş turşu bile tat
vermez. Disiplini burada ahenk, uyum, düzen olarak algılamamız gerekir.
Yasaklar “yasak” olduğu için değil, huzur ve ahenk için olmalıdır.
Disiplin,
ahenk olduğu için ailenin çocuğa olan tepkisi de adilâne olmalıdır. Sağlıklı
yetişen bir çocuk, aynı zamanda anne babanın kızgınlığına şahit olan çocuktur.
En iyi anne baba dahi çocuğuna sinirlendiği anlar yaşar. Zaten hiç kızmayan,
belli başlı kurallar koymayan anne baba bunun zararını görür. Ancak bu
uygulamanın bile bir disiplini olmalıdır. Hatalarını çocuğuna karşı kabul eden
aile daha rahat olur. Çünkü çocuk, böyle bir ailenin karşısında korkularını,
tedirginliklerini rahat açar. Böylece anne babanın önlem alma imkânı ve zamanı
doğar.
Çocuğun başarılı olması, ona sert davranmaktan geçmez, onun zayıf noktalarını görerek kabul etmekten geçer. Kızgınlık ve kurallar bilinçli ve kontrol altında olursa isabetli olur; bilinçsiz ve dağınık kurallar çocuğun düşmesine sebep olan kaygan zeminlerdir.
İlköğretim
başlangıcında ailenin “iyi” ve “kötü” ile ilgili anlattığı her şey bu andan
itibaren çocuğun kafasına kazınır, kendisine anlatılanları ömür boyunca
unutmaz. Aslında çocuk neyi yapması gerektiğini, neyi yapmaması gerektiğini
bilir. Ancak tıpkı bazı büyükler gibi hatalar yapar. Kendisine bu hataların
hatırlatılması onları öfkelendirir. Hele sık sık çocuğa olumsuz yönlerinin
hatırlatılması çocuk üzerinde hiç de iyi sonuçlar doğurmaz. Özellikle olumlu ve
başarılı yönleri takdir edilen çocuk daha sağlıklı gelişmektedir. Disiplin
denilen olayın içerisindeki pozitif sistematik yaklaşım da işte bir bakıma
budur. Değilse, disiplin, çocuğun başarısızlıklarının ve yanlışlarının yüzüne
vurulup, kızılması değildir.
Kaba ve
kötü alışkanlıklar anne babayı çok üzer. Fakat anne baba olarak sizlerin
çocukta isyan olarak gördüğünüz itiraz dolu davranışlarını makul karşılamanızda
gerekiyor. Belli yaştaki çocuklarda (ortalama 12-15 yaş) “her şeye itiraz”
aslında onun normal şartlarda gelişim içerisinde olduğunun göstergesidir.
Otorite
özlemi süreci olarak isimlendireceğimiz bu süreç, çocukların büyüklere özendiği
ve onlar gibi olmaya çalıştığı kritik bir dönemdir. Bu durumda çocuğa sürekli
kızarak, onu eleştirerek değil, okul, aile ve arkadaşlık hayatında denge
sağlayarak yardımcı olabiliriz.
Çocuğun
yetişkinlik çağına geldiğinde iş, aile ve sosyal hayatında mesleğinden ve
çevresinden zevk alabilmesi, mutlu huzurlu olabilmesi, öncelikle küçük yaşlarda
ailesinden gördüğü sıcak ve dengeli ilgiye bağlıdır. Eğer anne baba agresif
yapıdaysa, aile içi kavgalar yaşanıyorsa, komşularla iyi geçinilmiyorsa, akraba
ilişkileri olumsuzsa, böyle bir ailede büyüyen çocuğun sağlıklı olması
beklenemez.
Anne
babalar olarak çocuğa diğerlerinden farklı olduğu hissi verilmemelidir. Çünkü
zamanla toplulukların içine girmesi zorlaşır, hatta imkânsızlaşır.
Çocuğun
okuldaki öğretmeni anne baba için verimli bir eşgüdüm aracıdır. Çünkü
öğretmenin elinde çocuğu girgin yapacak ölçekler vardır. Öğretmenle yapılacak
diyalog neticesinde, öğretmenin çocukla ilgili bilmediği yönler ona anlatılır.
Böylece çocuk hakkında daha sağlıklı bilgi sahibi olan öğretmen, teneffüslerde,
sınıf içinde arkadaşlarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurmasında yardımcı olur.
Anne
babaların ev içinde çocuğa yardımı, gelen arkadaşlarının güler yüzle
karşılanarak onların kaynaşmalarını sağlamak şeklinde gerçekleşebilir.
Çocuğun
birebir sosyalleşmesi için denenecek en güzel yollardan biri, çocuğun sınıf
arkadaşlarından birkaçını yemeğe davet olacaktır. Önlerine çocukların seveceği
yemekler konabilir. Ayrıca piknikler de en güzel kaynaşma alanlarıdır.
Anne baba,
aslında ilk planlarda arkadaş seçimini çocuğa bırakmalıdır. Örneğin yemeğe
davet edeceği arkadaşını bırakın kendisi seçsin. Sizin seçeceğiniz arkadaşı
isabetli olmayacaktır.
Dürüst ve
maneviyatı güçlü anne babanın çocuğu, onların verdiği terbiyeyi, güzelliği
çocukluğunun belli sürecinde dikkate almıyor gibi görünse de ileride anne
babası gibi dürüst bir insan olma ihtimali yüksektir. Zira, verilen hiçbir
terbiye, hiçbir dürüstlük dersi boşuna değildir, er veya geç semeresi
alınır.
Çocuk Eğit Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder