Günümüzde birçok evde televizyon
adeta çocuk bakıcısı gibi ilgi görüyor. Oysa ne kadar
aldatıcı ve sinsi bir bakıcıyla karşı karşıya çocuk. 7
yaşlarınızdaki çocuğunuza kesinlikle kontrolsüz TV izlettirmeyin. Sizin
kontrolünüz dışındaki bir televizyon çocuk için tehlikeli bir canavardır
Televizyonu Kontrol
Altında Tutmak Nedir, ve Nasıl Sağlanır?
Televizyonu
kontrol altında tutmak çocuğu televizyonla tek başına bırakmamaktır. Çünkü o an
kanallarda nelerin gösterildiğini, hangi filmlerin, hangi programların olduğunu
bilmiyorsunuz. Televizyon programlarını çocuğunuzla birlikte izleyip, onun
yorum yapmasını sağlamanız en güzel yoldur.
Geç
yatan çocuklar
Çocuğun
televizyon sebebiyle geç yatma alışkanlığı kazanmış olması gibi bir durum
faciadır. Bu duruma asla izin vermeyiniz. Büyüme hormonu gece uykuda
salgılanır. Geç yatan çocuklar sağlıksız olurlar. 7 ile 12 yaş arasındaki
çocuklar kışın en geç saat 21’de, yazın ise saat 22’de yatmalıdırlar.
Televizyon ve Anne Babalar
12 kişinin
katili olan bir adam, Amerika’da sanık sandalyesine oturtulur. Çevre halkı,
mahkeme salonunu koridorlara kadar doldurmuştur. Kameralar bir taraftan
ışıklarını açmış hazır bekliyor. Gazeteciler flaş lambalarını takmış suçlunun
gözünün içine bakıyor. Yargıç suçluyu dik dik süzerek ölüm kararını açıklıyor.
Tam bu sırada gazetecilerin flaşları suçlunun yüzünde patlıyor,
televizyoncuların kamera ışıkları suçlunun yüzünü aydınlatıyordu.
Suçlu
yorgun ve kederli haliyle, ışıklardan rahatsız olduğunu belli ederek, parmak
uçlarıyla yüzünü kapatmaya çalışıyordu.
Cezası
ölümdü; elektrikli sandalyede infaz edilecekti. Yargıç, “Söylemek istediğin son
bir şey var mı?” diye sordu. Suçlu yorgun başını kaldırarak şu ibret dolu
konuşmayı yaptı:
“Yargıç Bey! Şu an bana gösterilen ilgi
eğer çocukluğumda gösterilseydi iyi bir insan olurdum. Çocukluğum korku,
sefalet ve tedirginlik içinde geçti. İş için kapısına gittiğim herkes beni
aşağıladı. Kimse benim başımı okşamadı, kimse bana çocuk öyküleri anlatmadı,
kimse bana şiir okumadı. Acı dolu hayatımda bir tek rahat günüm olmadı.
Dünyanın en katranlı acılarını çeken bir adam var deseler, o benimdir. Aç
kaldım, soğuk kış gecelerinde dışarılarda yattım. Asla dilenmedim, çalmadım. İş
istediğimde kimse bana yardım eli uzatmadı. Kimse, «Soğuk kış günlerinde bir insan nasıl günlerce aç kalabilir? » diye düşünmedi. Önce anne babamdan
davacıyım Yargıç Bey… Toplumdan davacıyım… Şu an çevremdeki herkesten
davacıyım.”
Yargıç gözyaşlarını silere
başını önüne eğdi. Ama kalemini çoktan kırmıştı.
Kıymetli
Anne Babalar! Burada şiddeti derinlemesine isteyecek değilim. Tıpkı bu öyküde
olduğu gibi suçun gerçek sorumluları toplum ve toplumun yüksek sesidir.
Şu an
toplumun yüksek sesi televizyonlardır. Ayakta durmadan oturmaya, yürümeden
koşmaya, yorulmadan dinlenmeye alıştırılmış toplumlarda üretim durur, öfke
başlar. Sokakta, caddede, otobüste, markette, evde, eşikte hep bir öfke ve
şiddet havası var.
Televizyonun
çok ciddi anlamada yaralar açtığının hâlâ tartışması yapılmış değil ve bu
facianın altı da çizilmemiştir.
Çocuklar,
bir zamanlar satır aralarında okunan öldürmeleri, intikamları, cinnetleri,
intiharları şimdi televizyon ekranında tüm çıplaklığıyla kanlı canlı izliyor;
anne babalar da ağızları açık onları izliyor. Korku, ürperti, cinayet, şiddet…
Şiddeti
gören çocuk hayatın acı, ızdırap, ölüm, sıkıntı, eziyet, gözyaşı dolu olduğuna
kendini kaptırıp benzer tünele girecektir.
Anne Babalara Çok İş Düşmektedir
Büyük
Adam Sevgisi Kazandırın
Televizyon programlarına, film
yapımı yayına girmeden önce sunuluşundan tutun da metin yazısına, programın
özüne, diline, yayın zamanına iyi dikkat edilmelidir. Vurdulu, kırdılı, tuhaf
yaratıklı çizgi filmler yerine, hayatını erdemiyle, bilgeliğiyle, namusuyla,
başarısıyla yaşamış Büyük Adamlar’ın çizgi filmleri faydalıdır. Böyle çizgi
filmler mevcuttur. Örneğin peygamberlerin hayat öykülerini, ünlü bilginlerin
hayat öykülerini içeren filmler çok yararlıdır.
İyilik İçin Her Yolun Denenemeyeceğini Hatırlatın
Öğretmen
sınıfta, “Yüksek sesle konuşmayın çocuklar!” derken Action Man ve Robocop çizgi
filmlerindeki bağırma, norma ses standartlarının çok üzerindeymiş. Böyle bir
durumda Raskolnikof ruhu hortlamaz mı? İyi kahramanlı çizgi filmler de zararlı
görünmektedir. Çünkü bu tür çizgi filmlerdeki kahramanlar tıpkı Dostoyevski’nin
Raskolnikof’u gibi iyilik için her yolun denenebileceği mesajını yayıyordular.
Kötü adamlı çizgi filmlerde ise bu adamların kötülüklerinden başka hiçbir
özellikleri yok.
İyiliğin Ruhu Kötülüğü Yok Eder
Şiddetin yürek parçalayan
yönleri işlenip ardından fon müziği eşliğinde şefkat ve masumiyet içerikli
sahneler izletilirse çocuklar iyiliğin ruhuyla büyüyüp, kötülükten uzak
durabilirler.
“Toplum Bunu İstiyor, Biz de Veriyoruz”… Mu Acaba?
“Toplum bunu istiyor, biz de veriyoruz”
diyen televizyoncular kendilerini savunmaya çalışıyorlar. Hangi toplum? Diye
sormak lazım. Hangi toplumda bir anne baba çocuğun şiddet meyilli olmasını
ister? Siz anne baba olarak ister misiniz?
Kötülüğe
karşı aynı kötülükle cevap verilmesi şiddetin meşrulaştırılması anlamına gelir.
Dikkat edilirse, Amerika’nın bile yasalar çıkartıp çocuklarına izlettirmediği
çizgi filmlerinde bu nokta fark edilir. Aynı şekilde savaş filmleri, mafya
filmleri, kurtarma operasyonları benzer yapı taşır.
Çocuk Eğit Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder