Çocuklar Okula Nasıl Hazırlanmalı?



OKULA HAZIRLIK DÖNEMİ      

İlköğretim çocuğun bilgi, beceri kazandığı ve hayata hazırlandığı bir dönem olmakla birlikte; çocuğun farklı bir sosyal çevre ile karşılaştığı andır. Çocuklar bu çevreye uyum sağlama durumundadır. Uyum sağlamak amacıyla bu sosyal çevre ile etkileşime girmektedir. Etkileşim sayesinde bilgi ve beceriler elde etmektedir. Farklı sosyal çevreyle karşılaşan bu çocukların çevrelerine uyumlarını güçleştiren  durumları ortadan kaldırmak  siz ebeveynlerin  görevidir. Bu sosyal  çevrenin içine girmeden hazırlık devresinden başlayarak çocuklara yapacağımız olumlu katkıların neler olabileceğini, basit bir şekilde anlatmaya çalıştık. Anlatımlardan çıkaracağınız  sonuçların çocuklara  başlangıçta faydalı olacağına eminiz.
            Çocuk farklı bir sosyal çevreyle karşılaşmadan önce hangi hazırlıkları yapmalısınız? Çocuğa bu sosyal çevrenin varlığını nasıl haber vermelisiniz? Tüm bunlar siz anne babaların ilk hazırlık döneminde kendi kendinize soracağınız sorulardır. Bu soruların cevaplarını kısa ve öz olarak, ebeveynleri sıkmadan anlatmaya çalışacağız.

ÇOCUK HAZIRLIKLI HALE GETİRİLMELİ  !!!
            İlköğretim 1. sınıfa başlamaya  hazırlık dönemi 1 haziran tarihinde başlar ve okulun ilk gününe kadar devam eder. Bu dönemde ebeveynlere düşen görevler çok fazladır. Anne baba bilinçli olarak hazırlanmış bir ortamda  çocuklarına ilköğretime başlamanın önemini anlatmalı. Anne babaları ilköğretime başlarken  kendi yaşadıkları hoş anılardan bahsetmeli. Kendilerini anne ve babalarının nasıl okula götürdüklerini, o yıllardaki eğitim şartları ile ilk gün yaşadıkları heyecanı anlatmalı, bu anlatımları  anne baba  ayrı ayrı yapmalı fakat söylemler çatışmamalıdır. Çocuğun bu konuşmalara katılmasına izin verilmeli. Çocuktan gelebilecek sorulara olumlu teşvik edici cevaplar verilmelidir. Gerekirse çevremizde bulunan okumuş tabir ettiğimiz insanların  ilköğretimde nasıl okudukları ve yaşadıklarıyla ilgili anılar  anlattırılmalı. Bu konuyla ilgili çocuk yazarlarının kitapları okunmalıdır. Kayıttan önce ayrıntılara inmeden zaman zaman çocukla  ilköğretim konusu konuşulmalıdır. mümkün olduğu kadar ön yargısız ve gerçekçi  bilgiler vermek gerekmektedir.

KAYITTA MUTLAKA ŞUNLARI YAPINIZ !!!
            Çocuğunuzu kayıt ettirmeye mutlaka çocuk ile birlikte gidiniz. Babaların, çocuğu dikkate almadan, tek başlarına kayıt yapmaya gitmek istemeleri çocuğu yok saymak anlamına gelebilir. İlköğretime başlayacak olan kişi baba değil, çocuğun bizzat kendisidir. Bu disiplinli ve yasal deneyimi  çocuğun kendisinin yaşaması gelecek açısından önemlidir.
           Birlikte muhtara gidip ikametgah alınmalı. İkametgah alış sebebimiz çocuğa anlatılmalı. Muhtarlıkta ve aile çevresinden alacağınız olumlu tepkiler çocukta eğitim süreci boyunca olumlu yönde etkiler bırakacaktır. Sorumlu ve bilinçli ebeveynler bu davranışı göstermelidir. Oluşabilecek olumsuz durumlardan korkan veliler olumsuz durumları ortadan kaldırıp,  çocuğu başka bir zaman  kayıt işlemleri için götürebilir. Olumsuz durumlar neler olabilir? Adresiniz çocuğunuzu yazdıracağınız okulu tutmuyordur. Bu konuda hem muhtarlıklarda hem de okullarda sorun yaşayabilirsiniz. Dolayısıyla bu tür sorunların içine çocuğunuzu sokmayınız. Okula karşı çocuğunuzda bir güvensizlik ortaya çıkabilir.  Önceden yetkililerle konuşarak, çıkabilecek olumsuzlukları  ortadan kaldırarak çocuğunuzla kayıt yaptırmaya gidiniz.
         Unutmayınız ki okullarda kayıtlar uzun süre devam etmektedir. Çocuğun karşısında yaşadığınız önemsiz sorunları büyüterek konuşmayınız. Özellikle  kayıtlardaki yaşanabilecek aksaklıkları çocuğun yanında abartmayınız. Çünkü orası artık çocuğa aittir, evdeki olumlu söylemlerle yaşananlar çelişmemelidir. Daha önceden okulunuzdan öğrenerek hazırladığınız belgelerle birlikte anne - baba olarak çocukla birlikte okula gidiniz. İlk etapta okul müdürü ile tanışınız. İlk günlerdeki yoğunluğa bakmadan mutlaka bekleyiniz.  Çocukla okul müdürünü tanıştırınız. Çünkü çocuğunuzun sosyal yaşamı konusunda okulunuza ve evladınıza nasıl destekler vereceğinizi müdürden öğrenebilirsiniz. Okul ve veli arasında çocuğu yetiştirme ve çocuğa sahip çıkma konusunda sorun yaşamayacağınızı okul müdürü size anlatacaktır. Alacağınız güvenle  çocuğunuzu kayıt komisyonuna kayıt ettiriniz.
       Okulda aklınıza takılan eğitim öğretimle ilgili konuları kayıttan sorumlu öğretmenle görüşün. Okulun rahat ve huzurlu olduğunu, buranın insan yetiştiren ve hayata hazırlayan yer olduğunu mutlaka çocuğa sezdirin.
       Kayıttan sonra okulu gezin; hatta ilginizi çeken yerlerin resmini, çocuğunuzu da fotoğrafın içine alarak kullanmak ve üzerinde konuşmak üzere çekin.  Özellikle  okul girişlerinde bulunan Atatürk köşelerine bakınız. Anne, baba ve çocuk olarak video veya resimle görüntüleyin. Sınıfları geziniz. Öğrencinin sırada resimlerini çekiniz. Kendiniz o andaki duygularınızı açık olarak anlatınız. Çocuğa da okulu nasıl bulduğunu anlattırabilirsiniz.  Sınıflarda bulunan sınıf ve okul kurallarını içeren yazıları mutlaka okuyun. Bu size yarar sağlayacaktır. Ebeveyn ve çocuk  okul  kurallarının bazılarını öğrenecektir. Ayni zamanda velinin ve öğrencinin kurallarla ilgili beklentileri ile  okulun kuralları çelişmeyecek ve sıkıntı yaratmayacaktır.
      Okula başlamadan önceki dönemde ailenin, çocuğu okul kuralları   hakkında bilgilendirmesi gerekmektedir. Ancak, ailenin okul hakkında vereceği bilgiler, çocuğun çok yüksek beklentilere yönelmesine neden olmamalıdır. Çocuk okula başladığında kendine anlatılanlarla  karşılaşmaz ise, hem hayal kırıklığına uğrar hem de ailesine olan güveni sarsılır. Bunun sonucu olarak da  uyum problemleri yaşayabilir.

YANLIŞ İFADELERE DİKKAT !!!
          Özellikle beklentilerin çeliştiği durumlarda çocuklarda okul korkuları oluşabilir. Örneğin ebeveyn, evde şu ifadeleri kullanabiliyor: “Sınıfta çok arkadaşın olacak ve istediğin gibi oynayabileceksin.”  Oysa çocuk okula geldiği  ilk gün okul müdürü “sınıfta ve koridorlarda  oyun oynamak yasaktır. kalabalık birbirinizi yaralayabilirsiniz, oynayanı görürsem kızarım.”şeklinde uyarılarda bulunmak zorunda kalıyor. Bu durumda çocuğun beklentileri ile karşılaşılan durum arasındaki farkın öğrenciyi nasıl etkileyeceğini düşünün. Öyleyse ebeveynlerin söyledikleri ile okulun kuralları çatışmamalıdır.
         Bu boyutta  ailenin atacağı ilk adım, sınıfta ve okul koridorlarında okudukları kuralları çocukla paylaşmak olacaktır. Okulun ve sınıfın kurallarını yazalım. Ebeveynler bu kurallarla çelişen ifadelerden uzak durmalılar. Aksi takdirde evde söylenenle okulda söylenen birbirini tutmayacak ve öğrencide ister istemez tutarsızlıklar ve disiplinsizlikler oluşacak, zararı gören çocuk olacaktır.Söz konusu durum, öğrencinin okul başarısını %20 civarında etkileyecektir. Öyleyse, okul ve sınıf kurallarını bilelim ve  biz de ebeveynler olarak bu kurallara uyarak, çelişki yaratmamış olalım. Bu kurallar yaklaşık elli okuldan aldığımız veriler sonucunda  oluşturduğumuz ortak kurallardır. Ancak aynı kuralları ilke edinen  sayısız okuldan bahsedebiliriz. Matbu olarak hazırlanmış kuralları okula asan bir çok okul bulunmaktadır. Bunun yanında okulda bulunan öğrenci ve veli işbirliği ile oluşturulan kurallar vardır. Araştırmalarda okul çalışanları, veliler ve öğrencilerle oluşturulan kurallara bağlılığın daha fazla olduğu görülmüştür. Bu kuralların amacı uygun olmayan davranışları sınırlandırmak ve düzenli bir okul ortamı oluşturmaktır.
        Öğrenciyi sınırlamak, onun yeteneklerini kırıp, özgür ortamı bozmak değildir. Özellikle öğrenci velisinin bu kuralları eleştirmekten  uzak durmaları gerekmektedir. Çünkü bu kurallar uzun bir süreç içerisinde oluşturulmuştur. Kurallara etki etmek isteyen velilerin öğretmenlerle görüşmesi, okul ve sınıf toplantılarında söz almaları faydalı olacaktır. Dolayısıyla bu toplantı sonuçları okul idaresine ulaştığında söylenenler dikkate alınacaktır. Sınıf kuralları direkt öğretmeni ilgilendirdiğinden konu o anda çözülecektir. Bunun yanında özellikle çok zararlı ve öğrenci gelişimine ters yönde etki eden, kuralları hiçe sayan  veliler bulunmaktadır. Örneğin “Bu da ne demekmiş, çocuk koridorda neden koşmasın!” , “Çocuk sabah kalkamıyorsa derse nasıl zamanında gelsin!” , “Okulun çevresini para verdiğimiz hizmetliler temizlesin, çocuk da çevreyi istediği gibi kullansın!” , “Okulda istediği gibi cep telefonu kullansın, sakız çiğnesin, ne var bunda!” vs. Daha bunun gibi onlarca kuralı hiçe sayan sözler çocuğun yanında söyleniyorsa, çocuğun bilgi - beceri kazanma ve sosyal olma hakkı elinden alınıyor demektir. Bu durum, çocuğun okula olan güvenini kırar ve çocuk, ebeveynle okulun çatıştığını düşünür. Oysa ki bütün kurallar çocuktan yanadır.
        Ebeveynlerin hiçe saydığı kurallarla ilgili görüş ve düşüncelerini toplantılarda dile getirmeli ve bu kuralların niçin konulduğunu anlamaları gerekir. Bu kurallar okul kültürünü oluşturan etkenlerdir. Bir kurumun varlığında okul kültürü önemlidir. Bu kültür ve iklimin oluşmasında yönetici, öğretmen, veliler, öğrenci  ve diğer personel rol oynar; güçlü okul kültürü bu personelin ortak değer, norm ve inançlar etrafında birleşmeleri ile oluşur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder