Daha İyi Bir Anne Baba Olmak İçin Tatil Yapın




1. İHTİYAÇLARIMIZA UYGUN BİR TATİL
Sanıldığının aksine tatil için ortam çok da önemli değildir; beş yıldızlı bir otelde, ormanda memlekette, evde… Nerede geçireceğinizden çok, nasıl geçireceğiniz önemlidir. Elbet mekanda içeriğe göre uygun bir seçim yapacaksınızdır. Bunun için kişinin kendini tanıması ve ihtiyaçlarını netlikle ortaya koyabilmesi gerekir. Tatil planın içeriğini belirlemek, ihtiyaçlar ve önceliklerle ilgilidir.
Kişinin iyi bir tatil planlaması yapması, kendi iç dünyasını, çeşitli uyaranlar karşısında içsel tepkilerini izlemesi, kendini gözlemlemesi ve kendi istek ve ihtiyaçlarından haberdar olması yakından ilgilidir. İlişkimi tazeleye mi ihtiyacım var? Kuruntulardan kurtulmaya ve içsel kaosumu sonlandırmaya mı ihtiyacım var? Bir kariyer planlaması yapmaya mı? Sadeleşmeye mi? Yoğun, hızlı ve kalabalık yaşamımda yavaşlamaya ve durulmaya mı ihtiyacım var? Parçalanmış aile çocuğu olan oğlumla-kızımla baba – anne rol modelini gerçek bir paylaşımla telafi edecek kaliteli zamana mı ihtiyacım var? Bu gibi sorularla kişi ihtiyaçlarını belirlemelidir. Bunun için kişinin kendi yaşamında farkındalık sahibi olması önemlidir. Bu da içimize yönelmek, hayatımızın gidişatını gözden geçirmekle olanaklı olur. Yaşam sorumluluğumuza girdiği halde halde ilgilenmeyi bilmediğimiz mevzuları çözümsüz bırakmak insanları yorar.

2. KİŞİNİN KENDİSİNİ NEYİN DİNLEDİRDİĞİNİ BELİRLEMESİ
Kişinin kendisini dinlendirdiğine inandığı rahatlatıcı aktiviteyi bulabilmesi için onu yoran şeylerin çetelesini çıkarması en kestirme yoldur. Delia Steinberg Guzman, insanları yoran ve dinlendiren başlıkları bir arada şöyle sıralamıştır;
  • Dinlenemeyişimizin nedeni yeterli saat ve dakikaların olmayışı değil, içsel yorgunluğumuzdur. Yüzerken arada sırada nefes almak ya da bizi üzen duyguları unutmaya çalışıp birkaç gün hiçbir şey düşünmemek hiçbir işe yaramaz. Bu dinlenmeler, bahaneler, kaçamaklar, basit tuzaklar ve kayboldukları zaman yerini tekrar eski yorgunluğa bırakan ve yeni çalışma dönemlerine büyük coşkuyla dönmemiz için gerekli enerji bırakmayan hayallerdir.
  • Çevremize ve iç dünyamıza doğru akıllıca bir bakış atmamıza imkan sağlayan bir dinlenme eylemiyle nefes alırız. . Eğer bu tür dinlenmeyi bilirsek bu, en uzun dinlenmeden,  konforlu otellere ve pahalı şehirlere gitmekten çok daha fazla sonuç verecektir.
  • Kendimiz olmak. Davranışlarımızın her birine katılmaya kendimizi mecbur hissetmekten, içten olamamaktan yorgun düşeriz. Mecburiyetler yerine gönüllü istekle içinde olduğumuz davranışlar bizi dinlendirir. Yaptığımız işlerde bilinç eksikliği bizi yani, yaptığımız işlerde gerçek anlamda var olmamak, kendimizi tüm varlığımızla o ana verememek bizi yorar. Kendini dinlemek, insanın kendi kendine bakmasını mümkün kıldığı için önemlidir. İlgimizi, dış dünyadan içimize çevirmek, kendimizi ihmal etmeme önemlidir. İçimizdeki değerler dünyasına yönelmek, bizi biraz daha kendimiz, biraz daha insan kılar.

  • Bizi yoran bizi ilgilendiren şeylerden çok bizi ilgilendirmeyen konulardan dolayı yorgun düşeriz. Bu nedenle kişi ilgi alanlarının sınırlarını çizmelidir. Dinlenmek, her şeyden önce, yorgunluğumuza değmeyen şeylerle kendimizi yersiz ve zamansız yormamaktır.
  • İşimizin arasında nefes almayı bilmemekten yoruluyoruz, Ehli keyif içindeyken de üretebiliriz. Çok çalışmak yerine nefes alarak çalışmayı da öğrenmek gerekiyor elbet. İki oduncu öyküsünde olduğu gibi, ağacın gölgesinde otururken bıçkımızı bileylemektir dinlenmek.
  • Yükümlü olduğumuz her şeyde tüm ruhumuzla hazır bulunmak bizi dinlendirir.
  • Doğayı ve kendimiz sevdiklerimizi hissetmek hava ile içimizi doldurmak, gökyüzüne bakarak ve onda kaybolmak, ateşin dansını ya da suyun akışını izlemek bir bitkinin yapraklarını okşamak veya evcil bir hayvanla oynamak, sevdiğimiz insanlarla sohbet etmek, hayranı olduğumuz kitapları okumak bizi dinlendirir. Bir insan, hayatı sadece araba camından izlerse tabiatla konuşamaz. Bu da bizi yoksullaştıran bir şey.
  • En küçük ve en büyük şeyleri yapmak için gerekli tüm zamanımızın olduğunu bilmek, bunun için telaşsız yaşamak bizi dinlendirir. Telaş hayatı daha da yüzeysel kılar. daha derinden haz verecek birtakım içsel kaynaklar gerekiyor. Bunlar ancak içe bakışla olanaklıdır.
  • Ebedi olduğumuzu bilmek ve buna uygun yaşamak bizi dinlendirir.
Sizde kendi yaşam anlayış ve tutumunuza göre sizi dinlendirecek düşünsel ve yaşamsal etkinliklerin listesini, yorulduğunuz hususları sıralayarak bulabilirsiniz.

3. TATİLDE İÇSEL KAOSA SON HUZURA MERHABA
Tatilde içsel kaosu sonlandırıp yerine sükuneti koymak, dinlenme etkinliğinden en temel beklentidir. Kişi ancak kendini iç dünyasını dinleyerek dinlenebilir.  Tatili içsel kaosumuzu sonlandırmak için değerlendirebiliriz. İçsel kaosu farklı mekanda yaşamak ne kadar etkili bir dinlenme sayılabilir ki? Ne istiyorum, neye ihtiyacım var? Çözüm üretirken çözümsüzlük ürettiğimiz aynı düşünceler etrafında dönüp durmak, değiştiremeyeceğimiz gerçeklerimizi kabullenmek yerine değiştirmede ısrar etmek, değiştirebileceğimiz konularda miskinliğe düşmek ve hayatımızda neleri değiştirip neleri değiştiremeyeceğimiz hakkında ayrıma varamamak tükenmişlik hissine kapı açan konulardır. Kişinin sahip oldukları konusunda, değiştirilebilir olanla, değiştirilmeye değen ya da değmeyen ve asla değiştiremeyeceği yaşam gerekçelerini ayrıt etmesi ise dingin bir zihinle olanaklı olabilir.

4. TATİLDE AİLECEK YALNIZLIĞA SON
Tatilde sevdiğimiz dört odalı mekanlardan rezervasyon yaptıralım. Sevdiklerimizin, birbirimizin kalbine misafir olalım. Yakınlarımız, eşimiz çocuğumuzla can cana iletişim ve gerçek bir paylaşmak bizi dinlendirir. Bir masayı, bir geziyi, bir bardak çayı paylaşmak bizi dinlendirir.  Paylaşım, can cana, iç içe olmak. Beraberlik anlarında,  kendimizi vererek dinlenmek Aynı çatı altında sevdiklerimize uzak kalıyoruz ne yazık ki, kişinin can canalığı yakalaması için ise kendine dönmesi gerekir. Can canalığı hissettirecek somut ve gerçek yaşantılar planlamalıyız. Yanındayken birbirine uzak çift ve aileler en azından bu tatilde gerçek bir paylaşımın olduğu anlarla unutulmayacak bir tatil yaşatıp, bunu birlikteliklerinde bir başlangıç kılmalı ve ömür boyu unutulmayacak anlar için bu yaz bir başlangıç kılmalıyız. tatili gerçek bir paylaşıma dönüştürmek ve sevdiklerimizle kaliteli zaman geçirmek. Özellikle kadınlar ve çocuklar geçim yükünü yüklenmiş ve dış ortama yönelmiş eş ve babalarına hasret kaldıkları için, daha fazla paylaşma ihtiyacı içindeler. Sevdiklerimizin bu ihtiyaçlarına karşı duyarlı olalım. Hengameyle tatile gitmek, tatil ortamında birbirine hasret kalmak sadece küçük aralarda buluşmak ne kadar dinlence sayılabilir ki?

5. TATİLDE ANLARI YAŞAMAYI ÖĞRENMEK
Yapmamız gerekenler, rutin görevlerimiz için ayrılan zaman,  olmak için ayrılan zamanın hakkına tecavüz ediyor. Birey olmak, eş olmak, anne olmak, evlat olmak, iyi bir çalışan ya da yönetici olmak. Rollerimizle görevlerimiz arsındaki haksız bölüştürme ve sürekli yarına ya da en iyi ihtimalle bir saat sonraya kurgulanmış  yaşamlar içinde, anların içindeyken, anların dışındaki, henüz var olmamış yakın ve uzak geleceğin telaşının, şimdiyi yiyip bitirmesine izin veriyoruz. Her şeyin gelecek için yapıldığı zaman ve yetişecek işler kaygısının baskısını üst düzeyde hissettiğimiz bu koşuşturma çağında yaşamlarımızı eksilttiğinin farkına varamayacak kadar meşguliyetler ağında boğuluyoruz. Kimse kendini içinde bulunduğu ana ve anın gerektirdiği ilgi nesnesine tam anlamıyla kendini bırakamıyor. Hele yalnızlık saatlerinde ilgi nesnesi kişinin iç dünyası oluyorsa bu daha da zorlaşıyor. İç dünyasına pür dikkat kesilmiş çok az mutlu insan vardır. Kişinin kendisiyle baş başa kalmayı bilmesi önemlidir. Dikkatimizi tam olarak ne kendimize ne sevdiklerimize çevirmekte ustayız. Bu konuda ustalaşmanın gereğini küçümseyecek  gerçek yaşama ediniminin içinde değiliz. Burada ama başka yerdeyiz. Sevdiğimizin yanındayız fakat internet ağının ağına düşüp bu özel anımızı kolayca kaptırabiliyoruz. Aslında parça parça orada ve buradayız. Bütün varlığımızla hiç bir yerde ve herkese aitken hiç kimseye ait değiliz. Kendimizi yaşadığımız ana verememek ilişkilerimizi uyuşturuyor, sevmek için anlaşmak için zaman gerekir. İnsana bakmaya ayrılan zaman azaldıkça ait olduğumuz dünyaya yabancılaşıyor, huzursuzlaşıyoruz. Güzelliği ve sahip olduklarımızı bizim için değerli olanları ancak yeterli zamanı vererek fark ederiz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder