OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE YABANCI DİL EĞİTİMİ





21. yüzyılda, her geçen gün önemi artan yabancı dil öğrenimi, bizi monoton bir hayattan kurtarıp, dünya ile iletişime geçmemizi sağlıyor. Özellikle erken yaşta dil öğrenen bireyler küresel bir toplum içinde, kendilerini kültürel açıdan geliştirmiş oluyor.

İkinci, hatta üçüncü bir dil öğrenmenin gerekliliğini hepimiz az çok biliyoruz. Mezun olan öğrenciler arasında dil bilenler, iş bulma konusunda yüzlerce kişiyi geride bırakıyor. Hayatımızı bu denli etkileyen bir konuda, erken davranıp çocuklarımıza erken yaşta yabancı dil öğretmek, onlar için son derece büyük bir avantaj olacaktır. Daha sonraki yıllar, bu çalışmalar devam ederse, çocuğunuz kusursuz bir yabancı dile sahip olabilir.
Bu konuyla ilgili olarak en çok sorulan soru, çocuklarımıza yabancı bir dili öğretmek için en uygun dönemin ne zaman olduğudur. Yapılan araştırmalara göre, çocukların yabancı dil öğrenmedeki en verimli dönemin 0-5 yaş arası olduğu ortaya çıkmıştır. Bilmemiz gereken en dikkat çekici durumsa şudur;  tüm bebekler doğdukları andan itibaren tüm sesleri çıkarabilme özelliğine sahipken, zamanla sadece etrafında konuşulan dildeki sesleri tekrar etmeye başlarlar. Yani aslında farklı dil konuşulan ortamdaki çocuklar, kolaylıkla farklı dilleri öğrenebilirken, tek dil konuşulan ortamdaki çocuklar tek dil öğrenmekle sınırlandırılır.
 Erken yaşta çocuklara verilen yabancı dil eğitiminin faydalarına gelince; öğrenilen ikinci bir dil çocukların ilerde kendilerine güvenen kariyer sahibi bireyler olmasına sebep olurken, çocukların bilişsel gelişimine de büyük katkı sağlar. Çünkü etkileşime dayanan bilişsel gelişimi sağlayan tek faktör dildir. Bunun yanında erken yaşta öğrenilen yabancı dil; çocuğun toplumsal, kültürel ve sosyal gelişimine de büyük katkıda bulunur.
 Önemli diğer bir konuda, okul öncesi dönemde yabancı dili çocuklarımıza nasıl öğretmemiz gerektiğidir. Erken yaşta ikinci bir dil öğrenen çocuklardan, düzgün ve hatasız cümleler kurmasını beklemek yanlış olur. Bu dönemde çocuğa sadece kelime öğretimi, şarkılar ve tekerlemeler öğretilmelidir. Zaten bu dönemde çocuklar izlemeyi ve dinlemeyi tercih edeceklerdir. Herhangi bir konuya uzun süre konsantre sağlayamadıkları için de farklı uyarıcılarla dikkatlerini çekmek gerekir.
Peki her çocuk için erken yaşta yabancı dil eğitimine başlamak uygun mudur? Bu konuda istisna olarak kabul edeceğimiz tek durum şudur ki, eğer bir çocuğun zihinsel engeli ya da öğrenme güçlüğü varsa, buna bağlı olarak üç yaşına geldiği halde, birkaç sözcüklü cümle kuramıyorsa, herşeyden önce ana diline hakim olmasını sağlamak gerekir.  Aksi takdirde, kendi ana dilini öğrenemeyen bir çocuğa, başka diller öğretilmeye çalışılırsa, hiçbir dilde kendini ifade edememe gibi bir sorunla karşılaşabilinir. Bu da, çocuğun  agresif tavırlarda bulunup, kendi içine kapanması gibi sorunlara neden olabilir. 
Bunun dışında, çocuğun üstüne gitmemek ya da zihnini yormamak gibi nedenlerle yabancı dil eğitimini geciktirmek, o çocuk için sadece zaman kaybı olur. Çünkü ileri dönemlerde öğrenilen dil, daha fazla performansı, ağır ve düzenli bir çalışmayı gerektirir. Halbuki, 0-5 yaş arasında çocuğa oyunlarla, şarkı, şiir ve hikayelerle öğretilen yabancı dil, o çocuk için asla külfet olmayacaktır. Ve daha öncede belirttiğimiz gibi, ilerde de, yaşıtlarına kıyasla daha sosyal ve kültürlü bir birey olmasına sebep olacaktır.

Fatma ÖZDEMİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder