YOK
OLAN UMUT
Ailesi
varlıklıydı. Telefonda şunları söyledi:
“Anne
baba, San Fransisko’dayım. Artık eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica
ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum!”
“Memnuniyetle
oğlum, onunla biz de tanışmak isteriz.”
“Fakat
bilmeniz gereken bir şey var. O, savaşta ağır yaralandı. Bir mayına bastı ve
bir koyula bir ayağını kaybetti. Şimdi sakat, kimsesiz, gidecek hiçbir yeri
yok. Ona yardımcı olmalıyız. Bu yüzden gelip bizimle kalmasını istiyorum.”
“Bunu
duyduğumuza üzüldük oğlum. Belki elbirliğiyle onun başka bir yer bulmasına
yardımcı olabiliriz.”
“Hayır!
Anne, baba lütfen.. Onun bizimle yaşamasını istiyorum.
“Oğlum”
dedi babası, “sen bizden ne istediğini bilmiyorsun. Onun gibi bir özürlü bize
korkunç bir yük olur. Bizim kendimize ati bir hayatımız var ve böyle özürlü
birinin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence hemen bu arkadaşını
unutup eve dönmelisin. Kendi başının çaresine bakacaktır.”
Çocuk
o anda telefonu kapattı. Ve ailesi birkaç gün sonra San Fransisko polisinden
bir telefon gelinceye kadar ondan bir haber alamadı. Çocuklarının yüksek bir
binadan düşüp öldüğünün öğrenir öğrenmez, hemen San Fransisko’ya uçtular ve bu
olayın kaza değil, intihar olduğuna inanan polisler tarafından, cesedi tespit
etmeleri için şehir morguna götürüldüler. Üzüntülü anne baba morgta kendilerine
gösterilen evlatlarını tanıdılar, ama b sırada bilmedikleri, bir şeyi daha öğrenip
gözyaşlarına hakim olamadılar.
Kendi
oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder