Erkek
isimleri
-A-
Abay:
Hünerli.
Abdullah:
Allah adamı, onun yolundan giden kişi.
Abidin:
Dua eden, duacı.
Acar:
Becerikli, atılgan.
Acun:
Dünya,varlık.
Adem:
Allah'ın yarattığı ilk insan, adam, varlık.
Adil:
Adaletli, hakça davranan.
Adnan:
Eski Türk isimlerinden, iki gökyüzü, üstün insan.
Affan:
Çirkin şeylerden kaçınan, iffetli, namuslu.
Âgah:
Bilgili, basiretli, haberdar, uyanık.
Âhi:
Arkadaş, dost, cömert, yiğit.
Ahmet:
Çok övülmüş, beğenilmiş.
Akad:
Soyluluk, onurlu bir kişiliğe sahip olmak.
Akay:
Beyaz ay, dolunay.
Akel:
Dürüst, güvenilir.
Akgün:
Mutlu, sevinçli gün.
Akın:
Arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olmak, baskın.
Akif:
Dünya işlerinden uzaklaşıp, ibadet için Allah'a yönelen.
Akil:
Akıllı, rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş, yaptıklarının farkında olan.
Aktaç:
Beyaz taç, gelin tacı.
Aktan:
Aydınlık gece.
Alaatin:
Dini yükseltmek, yüceltmek için çalışan.
Aldemir:
Ateşte kıpkırmızı hale getirilen demir al-demir.
Ali:
Yüce, yüksek, şanlı, onurlu kimse.
Alican:
Cana yakın, içtenlikli, candan, sıcakkanlı, girişken.
Alim:
Bilim adamı, bilgin ilim bilen, ilimle uğraşan kimse.
Âlişan:
Şan ve şerefi yüce olan.
Alişir:
Arslan ali.
Alkan:
Kızıl kan.
Alkın:
Sevdalı, aşık.
Alp:
Yiğit, soylu, Türkçe adlarda bazen başa ya da sona da konulan ek.
Alpar:
Yiğit, cesur.
Alparslan:
Korkusuz, yiğit, soylu, aslan gibi anlamında.
Alper:
Alp- er, cesur erkek soylu erkek anlamında.
Alperen:
Hem din adamı hem komutan olan yiğit, ermiş kişi.
Alphan:
Yiğit, hükümdar.
Alptekin:
Alp-tekin soylu prens, güvenilir ve soylu.
Alptuğ:
Yiğitlik simgesi.
Altan:
Sabah güneş doğarkenki zaman.
Altay:
Yüksek orman anlamında orta Asya'da bir sıradağ.
Altemur:
Demirin korlaşmış kırmızı hali.
Altuğ:
Kırmızı tuğ, değerli taşlarla süslü tuğ.
Âmir:
İmâr eden.
Ammâr:
Bir yeri bakımlı hâle getiren.
Andaç:
Armağan, hediye.
Anıl:
Amaç, erek, hatırlanmak.
Aral:
Takımada, sıradağlar.
Aras:
Kalın yün, at kılı anlamında, sahip çıkılan buluntu, Doğu Anadolu’da bir
ırmağın adı.
Arcan:
Saf, temiz.
Arda:
Halef, ardından gelen, işaret olarak yere dikilen çubuk.
Arel:
Temiz, dürüst.
Argün:
Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün.
Arıkan:
Temiz soy.
Arın:
Temiz, saf, alın.
Arif:
Anlayışlı, tanınmış, meşhur, bilgi sahibi.
Arkan:
Temiz kandan gelen, üstün, galip.
Arkut:
Temiz ve kutlu.
Arman:
Hasret, özlem, sıkıntı.
Arslan:
Yırtıcı, güçlü, yiğit.
Artaç: Utanma duygusunu baş tacı eden.
Artun:
Kendine güvenen, onurlu.
Asım:
Temiz, namuslu, sağlam karakterli.
Asil:
Soylu, soylu bir aileden gelen, seçkin insan.
Aslan:
Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı.
Asrın:
Bu asra ait, bu devire uygun.
Aşkın:
Aşmış, ileri, üstün, seçkin.
Ata:
Baba, ced, ecdat, büyükbaba, bilge.
Ataberk:
Şehzade eğitmeni, devlet yetkilisi.
Atabey:
Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen unvan.
Atacan:
Hoşgörülü, babacan.
Atahan:
Han soyundan gelen, soylu yiğit.
Atak:
Canlı, girişken, cömert, nişancı.
Atakan:
Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran.
Atalay:
Tanınmış, ünlü, şöhretli.
Ataman:
Ata kişi, önder.
Atanur:
Atasından aldığı nuru taşıyan.
Atasoy:
Ataların soyundan gelen.
Atâullah:
Allahın hediyesi, ihsanı, lütfu.
Atay:
Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü.
Ateş:
Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması.
Atıf:
Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan, bir şeye yönlendirilen.
Atıl:
İleri hamle yap anlamında atıl, atılmak.
Atılay/Atalay:
Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse.
Atınç:
Atılgan, atak.
Atilla/Attila:
Hunların "Tanrının kırbacı" denilen büyük hükümdarı.
Atlıhan:
At-han kelimelerinden, iyi ata binen yiğit han.
Avni:
Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgili.
Avşar:
İşi hemen yapan.
Aybar:
Gösterişli, heybetli.
Aybars:
Ay ve pars kelimelerinden, ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı.
Ayberk:
Ay gibi güzel ve sağlam.
Aydın:
Beyni çağdaş düşüncelerle aydınlanmış, bilgili kişi.
Aygün:
Ay gibi parlak ve ışıklı güzel gün.
Ayhan:
Ay hakimi.
Aykan:
Kanı ay gibi parlak ve temiz ay kanlı.
Aykut:
Armağan, mükâfat, ödül.
Aytaç:
Başında ay gibi ışıklı taç bulunan.
Aytek:
Ay gibi.
Aytekin:
Ay gibi parlak ve biricik, çok değerli.
Aytunç:
Ay gibi güzel, tunç kadar sağlam.
Ayvaz:
Koca, eş.
Ayyüce:
Ay gibi aydınlık nurlu ve yüce olan er.
Azer:
Azerbaycan kelimesinin kökü olan Azer'den.
Azim:
Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, azmeden, azimli.
Aziz:
Onur sahibi yüce, saygıdeğer, manevi gücü çok üstün.
Azmi:
Kararlılık, güçlü, kuvvetli.
-B-
Babacan:
Cana yakın, güvenilir, anlayışlı.
Babür:
Hindistan'da yaşayan bir tür kaplan, Babür imparatorluğunun kurucusu Babürşah.
Baha:
Değer, kıymet, zariflik, üstünlük.
Bahadır:
Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen.
Bahir:
Deniz, belli, açık, parlak.
Bahri:
Denizle ilgili, denizci, denizin gücü, sonsuzluğu.
Bahtiyar:
Mutlu, talihli, hayatından memnun olan.
Baki:
Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan.
Bala:
Küçük çocuk, yavru, korunması gereken.
Balaban:
Bir tür yırtıcı kuş, iri cins bir tür doğan.
Baler:
Tatlı dilli, cana yakın.
Balkı:
şimşek, ışık, parlayış.
Baran:
Direnci kıran güç, ulu, yüksek.
Baransel:
Güce, kuvvete ait, güçsel.
Baray:
Sonsuzluk.
Barbaros:
Kırmızı sakal, (barba rosse) asıl adı Hızır olan Osmanlı Kaptan-ı Deryasına
Avrupalıların taktığı ad.
Barın:
güç ve kuvvet.
Barış:
Uzlaşma, sulh.
Barkan:
Çölde oluşan küçük kum kitlesi.
Barkın:
Gezgin, seyyah, sürekli gezip dolaşan.
Barlas:
Kahraman.
Bars:
Kaplan benzeri yırtıcı hayvan.
Bartu:
En eski Türk hanlarından biri.
Basri:
Gören, görme ile ilgili, görebilmek.
Başar:
Başarılı ol anlamında.
Başer:
Başta gelen.
Batı:
Güneşin battığı yön.
Batıhan:
Batı'nın hükümdarı, hanı.
Batıray:
Ay gibi yiğit.
Battal:
Kahraman, cesur, çok büyük.
Batu:
Güçlü kuvvetli, kudretli.
Batuğ:
Üstün olan, yiğit.
Batuhan:
Güçlü kuvvetli han, Altınordu devletinin kurucusu.
Batur:
Korkusuz, yiğit, yürekli, bahadır.
Baturalp:
Yiğitler yiğidi.
Bayar:
Büyük, ulu yüce.
Baybars:
Eski Türklerin beslediği kaplan.
Baybora:
Fırtına.
Baycan:
Zengin.
Bayezit/Beyazıt:
Birçok Osmanlı şehzadesinin ortak adı, (ba- yezid, yezid olmayan)
Bayhan:
Zengin ve güçlü.
Baykal:
Yaban kısrağı, Moğolistan’daki büyük göl.
Bayraktar:
Bayrak taşıyan.
Bayram:
Ulusca kutlanılan, kutsal ve önemli günler.
Baysal: Dirlik düzenlik içinde, sakin, gürültüsüz,
soylu, ünlü.
Bayülken:
Mitolojide göğün 16. katında oturan barış tanrısı.
Bedir:
Ayın ondördü, dolunay.
Bedirhan:
İleri görüşlü lider.
Bedrettin:
Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce.
Bedri:
Ay gibi, aya benzeyen, aya ait.
Behcet:
Sevinç, güler yüzlü, şirin.
Behiç:
Şen, güler yüzlü, neşeli.
Behlil/Behlül:
Çok gülen, hayır sahibi, güler yüzlü.
Behnan:
İyi huylu, güler yüzlü, herkesçe sevilen.
Behram:
Merih yıldızı.
Behzat:
Doğuştan asil, soylu kişi.
Beki/Bekri:
El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış.
Bekir:
İlk çocuk, genç, taze.
Bektaş:
Saygın, aziz, denk, eşit.
Bera:
Fazilet, meziyet sahibi.
Berat:
İzinli, müsaadeli olmak, diploma.
Berhan:
Han soyundan, hanla ilgili, han üzerine.
Berk:
Sağlam güçlü, dayanıklı, sert, yıldırım.
Berkan:
Şakıyan, parıldayan, kıvırcık kuzu postu.
Berkant:
Sağlam yemin, ant.
Berkay:
Sağlam yapılı ve ay ışığı gibi parlak olan, ay ışığı.
Berke:
Değnek, sopa, kamçı, Cengiz Han'ın torununun adı.
Berkin:
Güçlü, sağlam.
Bermal:
Birşeyler yapmakla ilgili, yapan, ortaya çıkaran, becerikli.
Besim:
Güler yüzlü.
Beşer:
İnsan.
Beşir:
Müjdeleyen, güler yüzlü.
Bilal:
İlk ezan okuyan Bilal-i Habeşi, su.
Bilgehan:
Derin bilgi sahibi hakan, Göktürk hakanı.
Bilgin:
Alim, bilgili kişi.
Birant:
Özelliği olan yemin
Birol:
Tek ol, tek başına.
Bişr:
Güler yüzlü.
Boğaçhan:
İnanılmaz derecede güçlü , insanüstü gücü olan, Dede Korkut kahramanlarından
biri.
Bora/Boran:
Rüzgar şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı.
Bozkurt:
Türklerin Orta Asya’dan çıkışında yol gösterdiğine inanılan efsanevi kurt.
Buğra:
Erkek deve, hindi, aslan.
Buğrahan:
Erkek hakan, Müslüman Türk hakanlardan Saltuk Buğrahan.
Bulut:
Yağmur damlacıkları taşıyan buhar kütlesi.
Bumin:
Baykuş, puhu kuşu.
Burak: Hz. Muhammed'in miraç'ta bindiği ata verilen isim.
Burç:
Kale, hisar çıkıntısı, güneş sistemi, sarp yamaç.
Burçin:
Dişi geyik.
Burhan:
Delil, sağlam delil, hakkı bâtıldan ayıran.
Burhanettin:
Dinin kanıtı, dinin delili, ispat.
Bülent:
Yüksek, uzun, erişilmesi zor, yüce.
Bünyamin:
Hz. Yakup'un oğlu, bina yapım tarzı.
-C-
Cabbar:
Kuvvet, kudret sahibi,becerikli.
Câbir:
Cebreden, zorlayan, gâlip gelen.
Cafer:
Çay, dere, küçük akarsu.
Cahit:
Çalışan çaba gösteren, inatçı, ayak direyen.
Can:
Ruh, aziz, sevgili, gönül.
Canalp:
Özünde yiğitlik, güç olan.
Canberk:
Güçlü, sağlam.
Candar:
Silahlı asker.
Candaş:
Dost, yoldaş
Candemir:
Özü demir gibi sağlam.
Canel:
Dostluk eli.
Caner:
Can dostu, çok içten sevilen.
Cânib:
Yan, taraf, yön.
Cankat:
Yaşamına can eklemek, sevinçle dolu olmak.
Cankut:
Neşe, mutluluk, talih, baht.
Cantekin:
Tek, eşsiz can.
Cârullah:
Allah’a yakın olan, Allah dostu.
Cavit:
Sonsuz, ebedi.
Celâl:
Azâmet, şeref, kemâl ve ikrâm sâhibi.
Celalettin:
Büyüklük ululuk, hışım.
Celayir:
Moğolların kollarından.
Celil:
Ulu, yüce, manevi değeri yüksek olan.
Cem:
Bir şeyin toplamı, toplama, tamamı, hükümdâr, şah.
Cemal:
Güzellik, özellikle yüz güzelliği.
Cemaleddin:
Dinin güzeli, güzellik sahibi.
Cemil:
Güzel yakışıklı erkek, iyilikle anma.
Cemre:
Ateş, kor, suda, havada, toprakta oluştuğuna inanılan sıcaklık.
Cenab:
Büyük, şerefli.
Cenan:
Yürek, gönül kalp.
Cenap:
Manevi büyüklük, onur.
Cengiz:
Sert ve haşin huylu, gönlü yumuşamaz.
Cengizhan:
Moğol imparatorluğunu kuran hükümdar.
Cenk:
Savaşmak , kısa süreli savaş.
Cerrah ameliyat yapan, operatör.
Cevahir:
Mücevher, değerli süs taşı.
Cevat:
İyilik, güzellik, olgunluk, olgun.
Cevheri:
Cevher sahibi.
Ceyhan:
Güney bölgemizde bir ırmak adı, güçlü han.
Ceyhun:
Eski Türk isimlerinden, yiğit, güçlü kişi, Orta Asya'da bir akarsu, Cennet'in 4
nehrinden biri.
Cezmi:
Azimli, kararlı, kesin karar veren.
Cihad:
Din uğrunda düşmanla ve nefsi ile savaşmak.
Cihan:
Dünya.
Cihangir:
Cihanı ele geçiren, dünyaya egemen olan.
Cihanşah:
Dünyanın padişahı.
Civan:
Genç, taze, delikanlı, yeni yetme, körpe.
Coşkun:
Aşırı heyecanlı, çok duyarlı, kabına
sığmayan.
Cuma:
Müslümanlar için haftanın kutsal günü.
Cumhur:
Halk, topluluk, önde gelenler.
Cübeyr:
Küçük kahraman, küçük yiğit.
Cüneyt:
Küçük asker, askercik.
-Ç-
Çağan:
Bayram, şenlik, mutlu gün.
Çağatay:
Küçük tay, çocuk gibi sevimli.
Çağdaş:
Aynı çağda yaşayan, çağa uygun, koşullarına uygun.
Çağın:
Yıldırım, şimşek.
Çağkan:
Canlı, dinamik, çalışkan.
Çağlar:
Şelale, çağlayan.
Çağrı:
Davet, çakır gözlü.
Çakar:
Parlayan, ışık veren.
Çakın:
Şimşek, parıltı.
Çakır:
Mavi renkli, gri benekli gözü olan.
Çavuş:
Askerde bir rütbe.
Çelebi:
Efendi, görgülü ve ince insan.
Çelen:
Yakışıklı, saçak, akıllı.
Çelik:
Su verilerek sertleştirilmiş demir.
Çeliker:
Çelik gibi güçlü insan.
Çetin:
Güç, zor, engelli, çözümü zor.
Çevik:
Atak, hareketli.
Çevrim:
Girdap, sürekli değişim, anafor.
Çığır:
Çığın açtığı iz, yol, yenilikçilik.
Çınar:
Geniş yapraklı kalın gövdeli uzun ömürlü bir ağaç.
-D-
Dâhi:
Üstün zekalı, son derece zeki, anlayışlı.
Dâi:
Duâ eden, duâcı, hak dine çağıran.
Dalan:
Biçim, ince, zarif.
Dalay:
Deniz.
Dânâ:
Çok bilen, bilgili.
Dâniş:
Bilgi, bilme, biliş, ilim.
Dânişmend:
Bilgili, âlim.
Darcan:
Sıkıntılı, aceleci.
Dâver:
Doğru ve insaflı olan, âdil hükümdar.
Davut:
Davut peygamberin adı.
Deha:
Dahi, zekaca çok üstün olan.
Deli:
Divane, zeka dereceleri az olan.
Demir:
Kolay işlenen dayanıklı bir maden.
Demiralp:
Demir gibi güçlü, yiğit.
Demircan:
Demir gibi sağlam.
Demirel:
Demir gibi güçlü eli olan.
Demirhan:
Demir gibi güçlü hükümdar.
Demirkan: Güçlü soydan gelen.
Deniz:
Deniz, su kütlesi, derya.
Denizhan:
Denizlerin hükümdarı.
Denktaş:
Akran, aynı yaşta.
Derin:
Dip, derinlik, büyüklük.
Derviş:
Alçak gönüllü, hoşgörü sahibi, tarikata mensubu.
Derya:
Deniz, engin bilgili, çok.
Devran:
Felek, kader.
Devrim:
Önemli ve temelli değişiklik, inkılap.
Dilaver:
Yiğit, yürekli, erkek.
Dilhan:
İçten, gönülden söyleyen.
Dilmen:
Güzel konuşan.
Dinç:
Güçlü, sağlıklı.
Dinçer:
Yorgunluk bilmeyen, güçlü, sağlam.
Doğa:
Tabiat.
Doğan:
Atılgan ve yiğit, yırtıcı bir kuş.
Doğu:
Güneşin doğduğu yön.
Doğuhan:
Doğunun hükümdarı.
Doğukan:
Doğunun hakanı, doğu soyundan.
Doğuş:
Yaradılış.
Dolunay:
Ayın ondördü, ayın bütünüyle görüldüğü evre.
Doruk:
Dağ ya da tepenin en yüksek yeri, şahika.
Duran:
Varlığını sürdüren, dağ yolu, dingin, sakin.
Durmuş/Dursun:
Durmak fiilinin istek ve geçmiş zaman şekilleri.
Durukan:
Soylu kan sahibi, berrak.
Durul:
Suyun durulması, aklanması.
Duyal:
Duygulu duyarlı çabuk duygulanan.
Dülger:
Marangoz.
Dündar:
Artçı asker, birliği kor uyan asker.
Dünya:
Yeryüzü, tasavvufta “masiva”.
-E-
Ecehan:
Hanların başı.
Ecmel:
En güzel, en yakışıklı.
Ede:
Ata, büyük kardeş, ağabey.
Edhem/Ethem:
Kara donlu, yağız at.
Edip:
Edepli terbiyeli, edebiyatla ilgilenen kişi.
Ediz:
Değerli, yüksek, ulu, yüce.
Efdal:
En değerli, en yüksek.
Efe:
Batı Anadolu yiğidi, zeybek.
Efecan/Afacan:
Hareketli, ele avuca sığmaz.
Efgan:
Ağlayıp inleme, feryat.
Efkan:
Atıcı, yıkıcı.
Eflah:
Tamamıyla kurtulan, en çok talihe kavuşan.
Eflatun:
Açık mor, leylak rengi ile erguvan arası, bilgin, bilgili, ünlü Yunan
filozofu(Platon)
Ege:
Yüce, büyük ulu, ülkemizin batısındaki deniz,
Egehan:
Engin denizlerin hükümdarı.
Egemen:
Hakim , hüküm süren.
Ejder:
Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü.
Ekber:
En büyük.
Ekin:
Ahılın ekiminden, harman dönemine kadarki hali, kültür.
Ekmel:
En olgun, mükemmel.
Ekrem:
Çok cömert, iyiliksever, keremi lütfu çok olan.
Eldem:
Sevimli, cana yakın.
Elvan:
Renk renk, çok renkli.
Emced:
Çok şerefli, ve haysiyet sâhibi.
Emin:
Güvenilen, inanılan kimse.
Emir:
Bir kavmin, şehrin başı, reisi.
Emirhan:
Emir veren hükümdar, hanın emiri.
Emrah:
Saz çalıp oynayan, ünlü bir halk şairi Ezurum’lu Emrah.
Emre:
aşık, dost, abi, beylerbeyi, büyük erkek kardeş.
Ender:
Seçkin, eşi benzeri az bulunan.
Enes:
İnsan, soylu Arap atı.
Engin:
Ucu bucağı olmayan genişlik.
Enginsu:
Açık deniz.
Enis:
Dost, arkadaş.
Ensar:
Hz. Muhammed'i Medine'ye davet edenlere verilen isim, dost.
Enver:
Çok nurlu, çok parlak, çok güzel.
Eralp:
Yiğit.
Eray:
İlk ay, ay gibi parlak erkek.
Erbatur:
Cesur, yiğit.
Erberk:
Şimşek gibi yiğit.
Ercan:
Er canlı, korkusuz yiğit, sağlıklı.
Ercümend:
Muhterem, şerefli, itibarlı.
Erçin:
Erken doğan, en erken davranan.
Erdal:
Erken yeşeren dal, tek erkek.
Erdem:
Fazilet, insanın insan yapan değerleri, fazilet, ruhsal yetkinlik.
Erden:
Bekaret, el değmemiş, erkenden.
Erdinç:
Dinç, duru, güçlü erkek.
Erdoğan:
Doğuştan yiğit, erken doğan.
Erem:
Ulaşmak, kavuşmak için çaba gösteren.
Eren:
Ermiş kişi, ermekten.
Erenay:
Ermiş olan ay gibi nurlu.
Ergin:
Olgunlaşmış, gün görmüş, yetişmiş, reşit.
Ergun/Ergün:
Sert başlı oynak hızlı at, sulu serpken kar.
Erhan:
Yiğit hakan, yiğit hakan.
Erim:
Sevgi, mutlu haber.
Erinç:
Rahat, dirlik.
Erkam:
Rakamlar, isimler.
Erkan:
Esaslar, direkler, reisler.
Erkin:
Bağımsız hareket eden, koşulsuz iş gören.
Erkut:
Kutlu yiğit.
Erman:
Arzusu, isteği olan, erdemli yiğit.
Erol:
Sözünde duran er.
Ersen:
Kolay, zor olmayan.
Erşat:
Doğru yolu bulan.
Ertaç:
Erkekliği taç gibi taşıyan.
Ertan:
Tan gibi, ateş gibi delikanlı er.
Ertem:
Fazilet.
Erten:
Sabah, gündoğumu anı.
Ertuğ:
Yiğit başlığı.
Ertuğrul:
Temiz yürekli doğru yiğit.
Erva:
Çok güzel, son derece cesur ve yiğit adam.
Esad/Esat:
Çok uğurlu ve mutlu.
Esed:
Arslan, gazanfer, cesur.
Esved:
Siyah, esmer.
Eşref:
En çok şerefli, itibarı en çok yüksek olan.
Etem:
Kusursuz, noksansız.
Evran:
Baht, büyük yılan.
Evren:
Kainat, yaratılmışların tümü.
Evrim:
Aşamalarla kendini gösteren ilerleme, değişim.
Eyüp:
Sabrın simgesi olmuş bir peygamber, tövbe eden, hatalarına pişman olan.
Ezel:
Başlangıcı olmayan.
Ezrak:
Mavi, gök renkli, su gibi saf ve temiz olan.
-F-
Fadıl:
Erdemli, üstün, parlak.
Fahir:
Övünülecek, parlak, şanlı, iftihar
edilecek.
Fahreddin:
Dinin büyüğü, dinde övülmeye layık.
Fahri:
Şeref ve itibar için yapılan iş.
Faik:
Başkalarından daha ileri, üstün, yüksek.
Fâlih:
İsteğine kavuşan, başaran.
Fâris:
Yiğit, mert, binici, at yetiştiricisi.
Faruk:
Hak ile batılı ayıran, keskin.
Fasih:
Güzel, düzgün ve açık konuşan.
Fatih:
Fetheden, aşan, hüküm veren.
Fatin:
Zeki, anlayışlı.
Faysal:
Kesin hüküm veren, keskin kılıç.
Fazıl:
Erdemli, manevi değerce üstün, faziletli, ahlaklı.
Fazlı:
İyilik, fazilet, erdem, lütuf.
Fazlullah:
Allahü teâlânın lütfu, üstün ve değerli.
Feda:
Kurban olma, gözden çıkarma.
Fedai:
Canını esirgemeyen, can vermeye hazır.
Fehim:
Anlayışlı, zeki.
Fehmi/Fehim:
Anlayışlı, çabuk kavrayan.
Feramuş:
Hatırdan çıkan, unutulan.
Feramuz:
Şanlı, şerefli, ün kazanmış.
Ferda:
Yarın, gelecek zaman.
Ferdi:
Bireysel, tek başına, kişiye özgü.
Ferhan:
Sevinçli, mutlu, şen, memnun.
Ferhat:
Rahatlık, güçlükleri yenip bir yeri ele geçiren.
Ferid(t):
Eşsiz, tek, benzeri olmayan.
Feridun:
Tek, eşi ve benzeri olmayan, kıymetli, cevher.
Feridüddin:
Dinin en üstünü.
Ferkan:
Güçlü, saygın soydan gelen.
Ferman:
Emir, padişahların tarafından verilen emir.
Ferruh:
Kutlu, uğurlu, aydınlık yüzlü.
Fethi:
Fetih ile ilgili.
Fettah:
Fetheden, her türlü müşkülleri kolaylaştıran.
Fevzi:
Kurtuluş ve zaferle ilgili, üstünlük, başarı.
Feyyaz:
Bereketli, gür, bol, verimli, bereketli.
Feyzullah:
Allahü teâlânın feyzi, ilhamını Allah'tan alan.
Feza:
Gökyüzü, uzay.
Fırat:
Tatlı su, Türkiye'nin en uzun akarsuyu.
Fikret:
Düşünmek, akıl, anlayış.
Fikri:
Düşünce ile ilgili, fikir sahibi.
Fuat
(d): Yürek, kalp gönül.
Furkan:
İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren, Kuran-ı kerim.
Fuzuli:
Faziletli, fazla, anlamsız, yersiz.
-G-
Gaffar:
Acıyan, bağışlayan.
Gafur:
Bağışlayıcı, günahları affedici.
Galip:
Yenen, üstün gelen, kazanan.
Gani:
Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen.
Garip:
Kimsesiz, yalnız, yabancı, tuhaf.
Gazanfer:
Yiğit, aslan gibi cesur.
Gazi:
Savaştan sağ dönen.
Gediz:Su
birikintisi, gölcük, Ege'de bir akarsu.
Gencalp:
Genç yiğit, kahraman.
Gencay:
Ayın bir haftalık hali, hilal.
Gencer:
Genç, yiğit.
Gevheri:
Pırlanta gibi temiz insan.
Gıyas:
Yardım eden.
Giray:
Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen unvan.
Girgin:
Kolay yakınlık kuran.
Gökalp:
Mavi gözlü yiğit, göklerin yiğidi.
Gökay:
Gök ve ay gibi güzel olan, mavi ay.
Gökberk:
Mavi gözlü, sert kişi.
Gökcan:
Mavi gözlü dost, candan kişi.
Gökçe:
Gök rengi, göğce, güzel,
gösterişli.
Gökçen:
Güzel, hoş.
Gökhan:
Eski Türklerde gök tanrısı, göklerin hakimi.
Gökmen:
Gök rengi gözlü.
Göksel:
Gökle ilgili, mavimsi.
Göktan:
Mavi şafak.
Göktuğ:
Gök renkli tuğ sahibi, mavi tuğ.
Göktürk:
Göktürk, tarihte bir Türk devleti.
Görkay:
Güzel ay.
Güçhan:
Çetin, güçlü han.
Güçlü:
Kuvvetli, gücü yerinde, önemli, etkili, şiddetli.
Gülhan:
Gül gibi güzel hakan.
Gültekin:
Kültigin adından, genç, nazik delikanlı güvenilen, herkese hayrı dokunan.
Günalp:
Güneş gibi yiğit.
Gündüz:
Gecenin karşıtı.
Güner:
Güneşin doğma zamanı.
Güneş:
Gezegen sistemimizin enerji kaynağı
Güney:
Dört yönden biri.
Güngör:
İyi günler yaşa anlamında.
Günkut:
Günün uğuru.
Güntan:
Güneşin doğuşundan az önceki zaman.
Güntekin: Güneş gibi tek.
Güralp:
Güçlü yiğit.
Güray:
Bereketli, bolluk içinde olan ay, çok ışıklı, aydınlık.
Gürbüz:
Gelişmiş, iri yapılı, sağlam, dinç erkek.
Gürcan:
Herkesi seven, özveride bulunan, güçlü.
Gürel:
Sürekli oluşum ve dönüşüm halinde olan.
Gürkan:
Gürbüz, kanı bol.
Gürsel:
Gürlükle ilgili, gür olan.
Gürtan:
Işıklı, geniş tan yeri.
Güven:
İtimat, emniyet, kuşku duymadan bağlanma, inanma, cesaret.
Güvenç:
Güven, sevinçli, dayanak, yardım.
Güzey:
Güneş görmeyen yer, kuzey.
-H-
Habbab:
Seven, sevgili, dost.
Habib:
Sevgili, dost.
Habil:
Yumuşak ve temiz huylu.
Hacı:
Hacca gidip hac törenine katılan, dini hükümleri yerine getiren.
Hacib:
Kapıcı, kapıcı başı.
Hadis:
Hz. Muhammed'in sözleri, hadis-i şerif.
Hafız:
Ezberleyen, özellikle Kuran-ı kerimi ezbere okuyan,koruyan, saklayan.
Hafi:
Güleryüzlü, çok ikramcı, gizli.
Hafid:
Torun, Türk hükümdarı.
Hakan:
Büyük han, hanlar hanı.
Hakem:
Hüküm veren.
Haki:
Hikâye eden, anlatan.
Hakkı:
Doğru olan, irfan sahibi, insaflı.
Haldun:
Devamlı yaşlanıp ihtiyarlamayan, yüreklilik,
sonsuz, ebedi olan.
Halife:
Birinin yerine geçen.
Halil:
Dost, sevgili, samimi dost, içten arkadaş.
Halim: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı, yumuşak
huylu.
Halis:
Katıksız, saf, temiz, hilesiz, yalnız.
Halit:
Süregelen, sürekli, geç yaşlanan.
Haluk:
İyi ve güzel huylu, geçim ehli, İslama yakışır.
Hamdi:
Hamd eden, şükreden, Allah'ı övmek, şükretmek.
Hami:
Koruyan, arka çıkan, koruyucu.
Hamit:
Şükredici, hamdedici, övgüye değer.
Hammâd:
Çok hamdeden, çok duâ eden.
Hamza:
Arslan, heybetli, azametli.
Han:
Hakan veya hakana bağlı hükümdar.
Hanefi:
İstikamet üzere olan, Allah’ın birliğine
iman eden.
Hani:
Yumuşaklık ve vekar sahibi.
Haram:
Dinen yasak edilmiş.
Harun:
Huysuz at, postacı, inatçı.
Hasan:
Güzel, iyi, hoş, iyi davranma.
Haseki:
Hükümdarların hizmetlerine tahsis edilen zat.
Hasibi:
Cömert, hayırhah.
Hasin:
Kuvvetli, sağlam, muhafaza eden.
Hasip:
Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen.
Hasret:
Özlem.
Haşim:
Ezen, kıran, parçalayan.
Haşmet:
Heybet ve ihtişam sahibi, tevâzu gösteren.
Hâtem:
Mühür, üstü mühürlü yüzük, en son.
Hatip:
Hitabeden, güzel söz söyleyen.
Hattâb:
Çok güzel konuşan ve nasihat eden.
Hayali:
Hayal eden.
Hayati:
Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan.
Haydar:
Arslan, cesur, yiğit, kahraman.
Hayrani: Hayran olan.
Hayrettin:
Hayır eden, hayır sahibi.
Hayri:
Hayırla, iyilikle ilgili.
Hayrullah:
Allah'ın hayırlı ettiği.
Hazar:
Barış, bir yerde oturma hali, güven.
Hazım:
İhtiyatlı, basiretli, gözü açık, hazımlı, akıllı, işbilir.
Heper:
Her zaman yiğit.
Hıfzı:
Saklamak, korumak, hafızaya almak.
Hıncal:
Öc al, intikam al anlamında.
Hızır:
Darda kalanların yardımına koşan.
Hicabi:
Mahcup, utangaç, hâyâli, edepli, terbiyeli, iffetli.
Hicri:
Göç eden, hicrete ait, hicretle ilgili.
Hidayet:
Doğru yola girme, Müslüman olma.
Hikmet:
Felsefe, gizli, bilinmeyen güç, bilgelik, özlü söz, vecize.
Hilmi:
Yumuşak huylu, sabırlı, sabırlı, vakarlı, sakin.
Himmet:
Çalışma, çaba, lütfeden, gayret eden.
Hiram:
Yürüme, gezinme.
Hişam:
Eski bir Endülüs hükümdarının adı, hayâ eden, utanan.
Hud:
Büyük, çok hürmet eden.
Hulki:
İyi ahlaklı iyi huylu, yaradılışla ilgili.
Hulusi:
Halis, saf, samimi, candan, içi temiz.
Hurşid:
Güneş.
Huzeyfe: Küçük testici, çömlekçi çırağı.
Hüccet:
Senet, vesika, delil.
Hüdâvendigâr:
Hükümdâr, sultan, âmir, hâkim.
Hüdaverdi:
Allah verdi.
Hüray:
Ay gibi özgür.
Hürcan:
Özgür.
Hürel:
Özgür ülke.
Hürkan:
Özgürlüğüne düşkün bir soydan gelen.
Hüsam/Hüsamettin:
Keskin kılıç, dinin keskin kılıcı.
Hüseyin:
Küçük, güzel, ruh ve madde güzelliği.
Hüsnü: Güzellikle ilgili, güzelliğe ait, çok güzel.
Hüsrev:
Büyük padişah, hükümdar.
-I-
Ildır:
Parıltı, alaca karanlık.
Ildız:
Yıldız, gündönümünden 10 gün öncesi
Ilgar:
Çabuk, hızlı, hücum, akın, öfke.
Ilgaz:
Dizginleri koyuverilmiş atın dört nala koşması, atla ansızın yapılan doludizgin
saldırı.
Ira:
Öz yapı, karakter, kişilik.
Işık:
İsimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke.
Işıner:
Işık saçan yiğit.
Itri:
Korkuya ait.
-İ-
İbrahim:
İnananların babası, peygamber, İbranice'de hakların babası anlamında.
İdris:
Hoş kokulu bir kiraz türü, bilimde ileri düzeyde olan, peygamber.
İhsan:
Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek.
İhvan:
Sadık, samimi, candan dost.
İkrime:
Kerem sahibi, cömert.
İlaydın:
Aydınlık, mutlu, demokratik ülke.
İlbay:
Bir yerin saygın kişisi, sözü geçen kimse.
İlbey:
Egemen olan, vali.
İlcan:
Yurttaş, vatandaş.
İlgin:
Gurbette yaşayan, garip.
İlgü:
Engel.
İlhami:
İçine doğmakla ilgili, ilham sâhibi.
İlhan:
Bir ülkenin egemen hanı, hükümdar, imparator.
İlkay: Yeni ay, ayın ilk hali.
İlkcan:
İlk doğan erkek çocuklara verilen ad.
İlke:
Temel düşünce, prensip, temel bilgi, davranış kuralı.
İlker:
İlkle ilgili, ilk erkek çocuk.
İlkin:
Öncelikle, ilkle ilgili, ilk olan.
İlkut:
Kutlu, mutlu ülke.
İltekin:
Tek eşsiz ülke.
İlter:
Yurdunu seven, koruyan.
İlyas:
Mersin ağacı.
İmam: Nümune, rehber, önder, başkan.
İmdat:
Yardım dilemek, yardım istemek , yardım beklemek.
İnal:
Kendisine inanılan.
İnan:
Dizgin, yönetme, iman.
İnanç:
Bir düşünceye bağlılık, iman, doğru, emin.
İnayet:
İyilik, lütuf.
İnayetullah:
Allahın lütfu, ihsanı.
İrfan:
Bilme, anlama, sezme, kavrama gücü.
İsa:
Hıristiyanlığın kurucusu, peygamber.
İshak:
Hüzünlü öten bir tür kuş, bilgin olarak tanınan bir peygamer.
İskender:
Tarihte fetihleriyle bir Makedon
kumandanı.
İslam:
Hz. Muhammed'in kurduğu son din, Müslüman, hakka teslim olan.
İsmâil: Allah ü teâlâya çok ibâdet eden, İbrahim
peygamberin Allah'a kurban adadığı oğlunun adı.
İsmet:
Haramdan ve günahtan çekinen, masumluk,
temizlik.
İsrafil:
Dört büyük melekten biri.
İzzet:
Değer, kıymet, ululuk, kudret, hürmet ve
ikram sahibi.
-J-
Jarin:
Yakınmak, haykırmak.
Jenin:
Vurmak, titreşmek.
Jerfi:
Derinlik.
Jiyan:
Kızgın, hışımlı.
-K-
Kaan/Kağan:
Hanların hanı, hükümdar.
Kabil:
Kabul eden, önde olan.
Kadem:
Ayak, adım,uğur.
Kadı:
Hüküm, karar ve hakimlik.
Kadir:
Değer, onur, incelik, tükenmez güç ve kudret sahibi.
Kadri:
İtibar, değerle ilgili.
Kahraman:
Savaşta yiğitlik gösteren, cesur,
yiğit.
Kalender:
Dünyadan el etek çeken, derviş.
Kamber:
Sadık hizmetkar.
Kamer:
Ay ışığı.
Kamil:
Tam, eksiksiz, olgun.
Kamran:
İsteğine kavuşmuş, mutlu, bahtiyar.
Kamuran:
Arzusuna kavuşmuş olan.
Kandemir:
Güçlü soydan gelen.
Karabey:
Esmer, rengi karaya çalan bey.
Karahan:
Tarihte bazı hanlara verilen ad,
Anadolu'da bir devlet.
Karan:
Kahraman, yürekli, karanlık.
Karanalp:
Esmer, karayağız, yiğit.
Kartal:
Çok güçlü, iri yırtıcı kuş.
Kartay:
Yaşlı, pir.
Kasım:
Bölen, kısımlara ayıran, bahşeden.
Kaya:
Büyük ve sert taş kütlesi.
Kayahan:
Kaya gibi sert hakan.
Kayhan:
Güçlü hükümdar.
Kâzım:
Öfkesini, gazâbını yenen.
Keleş:
Güzel yakışıklı, bahadır.
Kemal:
Bilgi ve erdem bakımından olgunluk.
Kemalettin:
Bilgi ve erdem sahibi.
Kenan:
Hz. Yakup'un ülkesi. Cennet, Filistin.
Keramet:
Kerem, ihsan, evliyada görülen harika.
Kerami:
Soylu, şerefli.
Kerem:
Asalet, izzet ve şeref sahibi, cömert, eli açık.
Kerim:
Kerem sahibi, cömert.
Keşşaf:
Keşfeden, sırları çözen, gizlileri açığa çıkaran.
Key:
Büyük hükümdar, padişah.
Kılıç:
Sivri uçlu, keskin, çelikten silah.
Kılıçalp:
Kılıç gibi keskin, yiğit.
Kırca:
Dolu, ufak taneli kar, borayla gelen yağmur.
Kırdar:
Ölçülü davranış.
Kıvanç:
Sevinç, hoşlanma, övünç, iftihar.
Kıymet:
Değer, paha, bedel, onur, itibar, makbul oluş.
Kiram:
Soyu temiz olanlar, şerefli ve cömert olanlar.
Kolçak:
Yiğit, mert, koçak.
Koral:
Sınır muhafızı.
Koray:
Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler.
Korcan:
Ateşli, canlı.
Korçak:
Heykel, put.
Korhan:
Kor gibi kızgın hükümdar.
Korkmaz:
Korku bilmeyen.
Korkut: Büyük dolu tanesi.
Köker:
Köklü soydan gelen.
Köksal:
Kökünü derinliklere sal anlamında.
Kubat:
Kaba, şişman.
Kubilay:
Cengiz hanın torununun adı.
Kuddusi:
Mukaddes, ulvi, pak.
Kudret:
Güç, kuvvet, zenginlik, yetenek.
Kunter:
Sağlam, kuvvetli.
Kurtbey:
Kurt gibi atılgan, güçlü.
Kutan:
Dua, yalvarma, saka kuşu.
Kutay:
Uğurlu ay.
Kuthan:
Kutlu hükümdar.
Kutlay:
Kutlu, uğurlu ay.
Kutlu:
Kutlanmış, mutlu, uğurlu.
Kutsal:
Mübarek, kutlulukla ilgili, ilahi kaynaklı.
Kutsi:
Kutlanan, kutluluk sahibi.
Kuzey:
Kuzey yönü, şimal.
Kürşat:
Eski bir Türk isimlerinden, Göktürk prensi.
-L-
Laçin:
Bir cins şahin, sarp, yalçın.
Lami:
Sert, çatık kaşlı veya aslan.
Latif:
Yumuşak, hoş, nazik.
Lebib:
Akıllı, zeki.
Lema:
Herşeye gücü yeten.
Lemi:
Parlak, parıldayan, becerikli, atılgan.
Levent:
Eski deniz erlerine verilen ad, dünya,varlık.
Lokman:
Tarihteki en ünlü tabibin adı, doğruluk gösteren, adaletli davranan.
Lütfi:
Cennette ölümsüzlüğe kavuşan.
Lütfü:
İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili.
-M-
Macit:
Şan, şeref sahibi, iyi ahlaklı.
Mahdum:
Hizmet edilen, evlat.
Mahir:
Usta, elinden her iş gelen, becerikli,
hünerli.
Mahmut:
Övülmüş, methedilmiş, sena edilmiş.
Mahmur:
Sarhoş, uykulu, baygın gözlü.
Mahzun:
Hüzünlü, duygulu, üzgün.
Makbul:
Alınan kabul, olunan.
Malik:
Sahip, efendi.
Manço:
Manda yavrusu.
Mansur:
Yardım edilmiş, Allah'ın yardımıyla galip gelmiş.
Mazhar: Nail olan, şereflenen, bir iyiliğe kavuşan.
Mazlum:
Zulüm gören, zulmedilen kişi.
Mecit:
Çok şerefli, büyük şan sahibi.
Mecnun:
Deli, aklı başında olmayan, cin çarpmış, delice seven.
Medeni:
Kentli, şehirli, görgülü.
Medet:
Yardım eden.
Mehmet:
Çok övülmüş anlamında, (aslı Arapça’da Muhammed)
Melih:
Güzel, şirin, sevimli.
Melik:
Hükümdar, han.
Memduh:
Övülmüş, övülmeye değer.
Memun:
Korkusuz, tehlikesiz, sağlam, emin.
Menderes:
Bir akarsu yatağının az eğimli ovalarda çizdiği kıvrım.
Mengü:
Ölümsüz, ebedi.
Mensur:
Saçılmış, dağılmış, ölçüsüz, uyaksız söz.
Meriç:
Ülkemizin Bulgaristan sınırındaki nehir.
Merih:
Güneş sistemimizdeki beşinci gezegen.
Mert:
Sözünün eri, sözünde duran, güvenilir kimse.
Mestan:
Mest olmuş, bayılmış, cüret sahibi.
Mesut:
Mutlu, sevinçli, neşeli.
Mete:
Büyük Hun imparatoru.
Metin:
Metanetli, sağlam, özü, sözü doğru.
Mevlut:
Doğma, dünyaya gelme.
Mikail:
Allah’a en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı.
Miraç:
Merdiven, yükselen, yükseklere çıkan.
Mirkelam:
Kibar konuşan, hoş sohbet, sohbet adamı.
Mirza:
Hükümdar soyundan gelen, beyzade.
Misbah:
Lamba.
Mithat:
Methetme, övme.
Muammer:
Uzun ömürlü, ömür süren, yaşayan, talihli.
Muaz:
Sığınan, korunan, sarılan.
Mucip:
Gerektiren, gerektirici, icabettiren.
Muhammed:
Yerde ve gökte çok övülen, güzel huylu, hamdedilmiş, yüce peygamberimizin ismi.
Muharrem:
Din tarafından yasaklanan.
Muhip:
Seven, sevişen.
Muhittin:
Dini güçlendiren.
Muhlis:
İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan.
Muhsin:
Sağlamlaştıran.
Muhtar:
Seçilmiş, seçkin, dilediği şekilde hareket edebilen.
Muhterem:
Saygıdeğer, sayın, kıymetli, şerefli.
Muhteşem:
Görkemli, göz kamaştırıcı.
Muhyiddin:
Dini ihya eden.
Muktedi:
İktida eden, tâbi olan, uyan.
Muktedir:
İktidarlı, gücü yeten.
Muktefi:
İktife eden, izinden takib eden.
Munis:
Sıcakkanlı sevimli.
Murat:
İstek, arzu, maksat.
Murathan:
Arzulu hükümdar.
Murtaza:
Mürteza, seçkin seçilmiş.
Musa:
Sudan gelmek, bir peygamber adı.
Muslih:
Islah eden, düzelten.
Mustafa:
Saf hale getirilmiş, süzülmüş, güzide.
Mutahhar:
Temizlenmiş, mübarek.
Mutasım:
Günahtan çekinen, eliyle tutan, yapışan.
Muteber:
Kadri bilinen, kıymetli takdir edilen.
Mutemed:
Kendisine itimat edilen, güvenilen.
Muti:
İyi kalpli, yumuşak başlı.
Mutlu:
Halinden, memnun, mesut, bahtiyar.
Muttalib:
Taleb eden, isteyen.
Muzaffer:
Zafer kazanan, galip gelen.
Mübarek:
Bereketli, feyizli, uğurlu, hayırlı.
Mübeşşir:
Müjdeci, hayırlı haber verip sevindiren.
Mücahit:
Savaşçı, cihada katılan.
Müfit:
Faydalı, yararlı.
Müjdat:
İyi haber, müjdeli haber.
Mükerrem:
Şerefli, muhterem, hürmete erişmiş.
Mükremin:
Konuksever, ikram sever.
Mülayim:
Yumuşak huy, medenice hareket eden.
Mümin:
İnanan, iman eden.
Mümtaz:
İmtiyazlı, üstün tutulmuş, seçkin, seçilmiş.
Münir:
Aydınlatan, ışık veren.
Müren:
Akarsu, nehir, ırmak.
Mürsel:
Gönderilmiş, yollanmış, nebi.
Mürşit:
İrşad eden, doğru yolu gösteren.
Müslüm:
İslam dininden olan, teslim olan.
Müşfik:
Acıyan, şefkat gösteren.
Müşir:
İşaret eden, yol gösteren, mareşal.
Müştak:
Özleyen, göreceği gelen.
Müzdad:
Artmış, çoğalmış, uzun.
-N-
Nabi:
Haberci, haber veren.
Naci:
Kurtulmuş, selamete kavuşmuş.
Nadi:
Bağıran, haykıran.
Nadir:
Ender, az bulunur, seyrek.
Nafi:
Gelip geçen, etkili, sözü dinlenen.
Nafiz:
Becerikli, atılgan, etkili, sözü geçen.
Nahit:
Venüs, zühre yıldızı.
Nail:
Ele geçiren, muradına eren.
Naim:
Uyuyan, uykuda olan.
Namdar:
Meşhur namlı, ünlü tanınmış.
Namık:
Yazar, yazan kişi.
Nami:
Tanınmış, ünlü şöhretli.
Nasreddin:
Dine yardım eden, yardımcı, imdada yetişen.
Nasuhi:
Bozulmaz biçimde tövbe eden.
Naşit:
Şiir söyleyen, şiir okuyan.
Nazım:
Düzenleyen, tanzim eden.
Nazif:
Temiz, güzel.
Nazmi:
Vezinli, kafiyeli sözle ilgili, düzenli.
Nebi:
Haberci, haber getiren peygamber.
Necat:
Kurtuluş, selamet.
Necati: Kurtulan, felah bulan.
Neccar:
Dülger, marangoz, doğramacı.
Necdet:
Güçlü ve korkusuz, kahraman, yiğit, efe.
Necih:
Başarılı, galip, muzaffer.
Necip:
Soyu temiz, cömert.
Necmettin:
Dinin yıldızı.
Necmi:
Yıldız, yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait.
Nedim:
Yakın dost, samimi arkadaş, yardımcı.
Nedret:
Az bulunan, seyrek.
Nefi:
Kazançlı, karlı.
Nehar:
Gündüz.
Nejat:
Soy nesil, nesep, tabiat.
Nesim:
Hoşa giden hafif rüzgar, iyi, yumuşak huylu.
Nesimi:
Hoş ve mülayim.
Neşat:
Sevinç, neşe, keyif.
Neşet:
Yetişen, ileri gelen, doğan.
Nevzat:
yeni doğmuş çocuk.
Neyzen:
Ney çalan.
Nezih:
Temiz, pak, seçkin.
Nida:
Bağırma, sesle çağırma, haykırma.
Nihat:
Tabiat, huy, yaratılış, bünye, karakter.
Nijad:
Soy.
Niyazi:
Yalvaran, yakaran, dua eden.
Nizam:
Düzen, usul, tertip, yol, kaide, sıra,dizi.
Nizamettin:
Düzenli, tertipli.
Nizami:
Kurallara uygun, düzenle ilgili.
Noyan:
Baş komutan, bey.
Nuaym:
Hayat güzelliği, refah.
Nuh:
Eski metinlerde rahat anlamında, üçüncü peygamber.
Numan:
Refah, konfor.
Nurettin:
Aydınlatın, dinin getirdiği nur.
Nuri:
Işıklı, ışıktan geleni.
Nurkan:
Aydınlık, temiz soydan gelen.
Nurşat:
Nura boğulmuş.
Nurtaç:
Nurlu taç taşıyan.
Nusret:
Yardım, başarı, üstünlük, zafer, galebe, fetih.
Nüzhet:
Neşe, sevinç, eğlence, temizlik, ferahlık.
-O-
Ogün:
Belirli gün, bilinen, beklenen gün.
Oğan:
Güçlü, kuvvetli.
Oğul:
Erkek evlat, kovandan çıkan arı topluluğu.
Oğulcan:
Can dost.
Oğur:
Uğur, samimi, içten.
Oğuz:
Doğru, sağlam, güçlü, genç.
Oğuzhan:
Oğuzların başı, Mete oğuzlarının hükümdarı.
Okan:
Anlama, öğrenme.
Okay:
Beğeni, ok gibi delici, ay gibi aydınlık.
Okbay:
Ok gibi delici, saygın ve zengin kimse.
Okcan:
Hareketli, canı tez.
Oker:
Hızlı, hareketli.
Oktar:
Ok taşıyıcı, ok atan, okçu.
Oktay:
Çok hiddetli, kızgın, sinirli.
Olcay:
Şanslı, talihli, bahtı açık.
Olgun:
Bilgili, görgülü, iyi yetişmiş.
Omaç:
Hedef, amaç.
Omay:
Seçkin, seçilmiş.
Onat:
İyi, güzel, düzgün, namuslu.
Onay:
Uygun bulma.
Ongar:
Kurtuluş, kurtulma.
Ongun:
Tam, verimli, bayındır, kutlu, uğurlu, gelişmiş, gürbüz.
Onur:
kişinin kendin saygısı, özsaygı, şeref, haysiyet.
Onuralp:
Saygıdeğer, aziz, yiğit.
Onuralp:
Onuruyla tanınmış yiğit
Onurhan:
Onurlu hükümdar.
Orbay:
Ordu komutanı.
Orçun:
Ahlak, töre, ardıl, halef, oğul.
Orhan:
Kentin hakimi, yöneticisi.
Orkan:
Hükümdar soyundan gelen.
Orkun:
Kentin hanı
Orkut:
Kutlu kent.
Ortaç:
Tepe, mirasçı, veliaht.
Ortun:
Ortanca kardeş.
Ortunç:
Ateş renginde tunç.
Oruç:
Müslümanların yeme içmeden uzaklaştıkları
bir ibadet biçimi.
Osman:
Bir tür kuş, Osmanlı Devleti’nin kurucusu.
Oytun:
Beğenilen güzel yer, kutsal.
Ozan:
Halk şairi, şiir yazan kimse şair.
Ozgan:
Öne geçen, kazanan.
-Ö-
Ödül:
Bir başarı ya da iyilik karşılığında verilen armağan.
Öğday:
Çok akıllı.
Öğün:
Yücel, gurur duymak, zaman, vakit, kez, defa.
Öğünç:
Övünülecek şey.
Öğüt:
Nasihat.
Öker:
Akıllı.
Ökmen:
Akıllı, zeki.
Öktem:
Gösterişli, korkusuz, güçlü.
Ökten:
Akıllı, bilgili.
Ömer: Diri, canlı, yaşayan, hayat süren.
Ömür:
Yaşayış, hayat.
Önal:
Her işte lider olan.
Önay:
Ayın ilk günlerindeki durumu, hilal.
Önder:
Lider, şef, reis, yol gösteren.
Önel:
Bir şeyin tamamlanması için verilen süre, vade.
Öner:
Başta gelen, yön, sıra.
Öymen:
Evcimen, evine bağlı.
Özal:
Özü kırmızı.
Özalp:
Özünde yiğit olan
Özay: Özlü, özü ay gibi aydınlık olan.
Özcan: Candan, içten, samimi.
Özdemir:
Gerçek, özü demir gibi sağlam olan.
Özden:
Soyca temiz, öz varlıkla ilgili, suların geçtiği yer.
Özen:
Dikkat, heves, itina.
Özer:
Yiğit, doğru kişi.
Özgün:
Orijinal, diğerlerine benzemeyen,
kendine özgü.
Özgür:
Serbest, hiçbir koşula bağlı olmayan,
hür, bağımsız.
Özhan:
Han soyundan gelen.
Özkan:
Temiz kan, soylu kişinin kanından gelen.
Özmen:
Özü iyi, sağlam olan.
Öztan:
Tan yeri gibi aydınlık.
-P-
Pakel:
Sezgi, anlayış, dikkat.
Paker:
Sert, çatık kaşlı veya aslan.
Pala:
Kısa, geniş kılıç.
Pamir:
Herşeye gücü yeten.
Pars:
Becerikli, atılgan, yırtıcı bir hayvan.
Paşa: Bir askeri unvan, ağabey, erkek kardeş.
Paydaş:
Dünya,varlık.
Payidar:
Doğruluk gösteren, adaletli davranan.
Pehlivan:
Güreşçi.
Pekay:
Çok aydınlık, ay gibi ışıklı.
Pekcan:
Sıkı canlı, yufka yürekli olmayan.
Pekel:
Sağlam, güçlü el.
Peker:
Güçlü erkek, güçlü yiğit, çok sağlam.
Pekin:
Doğruluğu kesinlikle bilinen.
Peyam:
Mutlu, sevinçli gün.
Peyami:
Haberci, haber veren.
Peykan:
Beyaz taç, gelin tacı.
Peyman:
Aydınlık gece.
Polat
: Sertleştirilmiş , su verilmiş demir.
Poyraz:
Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar, yüce, ulu.
Pozan:
Candan,cana yakın.
-R-
Rabsin:
Beyaz ay, dolunay.
Raci:
Rica eden, yalvaran, ümitli, dileyen.
Racih:
Tercih edilen.
Rafet/Refet:
Merhamet etme, acıma, esirgeme.
Ragıp:
İçtenlikle isteyen, özleyen.
Rahim:
Esirgeyen, acıyan.
Rahman:
Acıması bol olan.
Rahmi:
Koruyan, esirgeyen.
Ramazan:
Çok sıcak olan, günahları yakan, kameri yılın 9. ayı, doğruluk gösteren.
Rami:
Atıcı, mermi atan.
Ramim:
Cennette ölümsüzlüğe kavuşan, çok övülmüş,methedilmiş.
Ramiz:
Remz eden, işaretleyen.
Rasim:
Resmeden, resim çizen.
Raşit:
Doğru yolda giden.
Rauf:
Dünya,varlık, çok merhamet eden.
Recai:
Rica eden, dua eden, Allahü teâlâya yalvaran.
Recep:
Heybetli, azametli, saygı değer, mübârek, muhterem.
Refah:
Bolluk, rahatlık, her türlü sıkıntıdan kurtulma.
Refet:
Çok acıma, arkadaş, yoldaş, ortaklık.
Refik:
Din uğruna çalışan.
Reha:
Kurtuluş, halas, candan, cana yakın.
Reis:
Raş, başkan.
Rekin:
Gururlu, ağırbaşlı.
Remzi:
İşaret ve gizliliğe ait.
Renan:
Kızıl kan.
Resul:
Haber getiren, yeni bir kitap ile gönderilen peygamber.
Reşat:
Aklın gerektirdiğini yapan, hak yolunda yürümek, doğru yol.
Reşit:
Akıllı, iyi davranan, olgun.
Rıdvan:
Razı, memnun, cennetin kapıcısı olan melek.
Rıfat:
Yükseklik, yüksek rütbeli.
Rıfkı:
Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili.
Rıza:
Hoşnutluk, memnunluk, kadere râzı olan, tasavvufta irâdenin yok edilmesiyle
elde edilen makam.
Rifat:
Yükseklik, yücelik, büyük rütbe.
Ruhi:
Ruhla ilgili.
Ruşen:
Aydın, parlak.
Rüçhan:
Üstün olan.
Rüknettin:
Bir şeyin temeli, dinin temeli.
Rüstem:
Ünlü Fars pehlivanının adı, kızıl renkli
tuğ.
Rüştü:
Ergin, olgun.
-S-
Sabahattin:
Güzellik.
Sabit:
Yerinde duran kımıldamayan.
Sabri:
Sabreden, sabır sahibi.
Sacit:
Secdeye varan, ibadet eden.
Sadettin:
Kutluluk, saadete erme, mübarek olma.
Sadık:
İçten bağlı, gerçek dost.
Sadi:
Baht açıklığı.
Sadri:
Göğüsle ilgili.
Sadullah:
Allah'ın talihli kıldığı.
Sadun:
Yıldız bilimine göre, uğurlu olan.
Safa:
Saflık berraklık, gönül rahatlığı.
Saffet:
Saflık, temizlik.
Safi:
Katıksız, ayırt edilmiş.
Saim:
Oruç tutan, oruçlu.
Sait:
Kutlu, cennetlik, mübarek.
Sakıp:
Delen, delik açan, çok parlak.
Salih:
İyi, yararlı, dinin emirlerine uyan.
Salim:
Eksiksiz, sağ, sağlam, sağlam.
Saltuk:
Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan.
Samet:
Çok yüksek, çok ulu, hiç kimseye ihtiyacı olmayan.
Sami:
İşiten, dinleyen.
Samih:
Cömert, eli açık
Samim:
Bir şeyin merkezi, içi.
Sanberk:
Gücüyle tanınmış.
Sancar:
Kısa kama, saplamak, batırmak.
Saner:
Ünlü tanınmış.
Sargın:
Candan, içten.
Sarp:
Dik, geçilmesi ve çıkılması güç, çetin, sert.
Sarper:
Zoru başaran kişi.
Saruhan:
Eski bir Türk beyi.
Savaş:
Uğraşma, mücadele, kavga, silahlı mücadele, harp.
Seçkin:
Seçilmiş olan, niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
Sedat:
Doğruluk, haklılık.
Sefa/Safa:
Saflık, berraklık.
Sefer:
Yolculuk, savaş hali.
Seha:
Eli açık, cömert.
Selami:
Huzurla, selametle ilgili.
Selcan:
Coşkun, taşkın.
Selçuk:
Güzel konuşan, Türk hükümdarı.
Selim:
Sağlam, doğru, kusursuz, temiz, içten.
Selman/Salman:
Özgür, hür.
Semih:
Bol, cömert gönüllü, eli açık.
Semin:
Çok değerli.
Senih:
Yüce, yüksek.
Sercan:
Canların özü, canın başı, sevgili, sevilen.
Serdar:
Başkumandan, başbuğ, komutan.
Sergen:
Raf, vitrin, tepelerdeki düzlük, yorgun.
Serhat:
Sınır, iki devlet arasındaki sınır.
Serkan:
Soylu kandan gelen, başkan.
Serkut: Mutlu, talihli.
Sermet:
Öncesiz ve sonrasız, sonsuzluk.
Sertaç:
Çok sevilen, sayılan, baştacı edilen.
Server:
Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis.
Servet:
Para, mal, mülk, zenginlik.
Seyit:
Efendi, bey.
Sezai:
Uygun, yaraşan.
Sezer:
Sezgisi güçlü olan, duyan, hisseden.
Sezgin:
Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Sıddık:
Çok içten ve doğru kimse, sadık, hz. Ebubekir’in sıfatı.
Sıtkı:
Yalan söylemeyen, dürüst.
Sina:
İlaç yapılan bir tür bitki.
Sinan:
Mızrak, süngü gibi silahların sivri ucu.
Sipahi:
Tımar sahibi asker.
Soner:
Son erkek, son doğan yiğit.
Songur:
Şahin , ağır, hantal.
Soysal:
Uygar.
Sökmen:
Yiğitlere verilen san.
Sömer: Katışıksız, güçlü.
Sönmez:
Sürekli yanan, sönmeyen.
Suat:
Mutlu, mutlulukla ilgili.
Suavi:
Zorluklara dayanan, değişmeyen, kanıtlanmış.
Suay:
Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı.
Suphi:
Sabahla, aydınlıkla ilgili.
Süheyl:
Kutlu, uğurlu.
Süleyman:
Saflık, temizlik, Davud peygamberin
oğlu.
Sümer:
Mübarek, kutlu, sevap kazanmış.
Süreyya:
Ülker yıldız takımı.
Süruri:
Sevinçli, sevinçle ilgili.
-Ş-
Şaban:
Aralık, fâsıla, kameri yılın 8. ayı.
Şabi:
Cemaat ehli.
Şadan:
Sevinçli, keyifli, neşeli, bahtiyar.
Şadi:
Sevinç, neşe, mutluluk.
Şafak:
Güneş doğmadan az önce, ufuktaki aydınlık.
Şâfi:
Şefaat eden, şifa veren.
Şahan:
Padişahlar, hükümdarlar, tahtlar.
Şahap:
Ateş, alev parçası, akan yıldız.
Şahin:
Büyük, yırtıcı kuş.
Şahinalp:
Şahin gibi yiğit.
Şahsüvar:
Usta binici, çok iyi ata binen.
Şakir:
Şükreden, nankörlük etmeyen.
Şamil:
Kapsayan, içine alan.
Şansal:
Niteliklerinle ünlen, tanın.
Şanver: İyi niteliklerin bilinsin, duyulsun.
Şarani:
Saçı gür.
Şayan:
Yakışır, yaraşır, uygun.
Şecaattin:
Yüreklilik, yiğitlik, din yiğidi.
Şefik:
Şefkatli.
Şehlevent:
Uzun boylu, yakışıklı genç.
Şehzade:
Hükümdar oğlu.
Şemseddin:
Dinin güneşi.
Şemsi:
Güneş gibi parlayan.
Şener:
Mutlu, neşeli.
Şenol:
Her zaman neşeli, mutlu ol temennisi.
Şensoy:
Neşeli, mutlu soydan gelen.
Şerafeddin:
Dinin şereflisi.
Şeref:
Asil, yüksek, şanlı, şöhretli atalara sahip olmak, iyi ahlak ve fazilet sonucu
oluşan manevi yücelik.
Şerif:
Şerefli, kutsal, soylu, temiz.
Şevket:
Büyüklük, kudret ve kuvvetten doğan haşmet.
Şevki:
Şevk, keyif, istekle ilgili.
Şeyban:
Saçlarına ak düşmüş, ihtiyar, yaşlı.
Şinab:
Cesur, parlak yıldız, kıvılcım.
Şinasi:
Tanıyan, tanıyıcı, bilen, anlayan.
Şükrü:
Şükretme, hoşnut olma.
-T-
Tacettin:
Dinin tacı.
Taha:
Kuran'da bir sure adı.
Tahir:
Pak, temiz.
Tahsin:
Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam.
Taki:
Günahtan kaçınan, dinine bağlı.
Talat:
Yüz, çehre, surat.
Talay: Gereğinden çok.
Talha:
Bir zamk ağacı.
Talip:
İstekli, isteyen, talep eden.
Tamay:
Dolunay.
Tamer:
Nitelikli, sayılan kişi, tam erkek.
Tan:
Şafak vakti.
Tanberk:
Şafak çizgisi, parlayan şimşek.
Taner:
Şafak gibi aydınlık yiğit.
Tanju:
Çinlilerin Türk hükümdarlarına verdiği ad.
Tankut:
Kutlu, uğurlu sabah.
Tansel:
Aydınlığa ait, sabahla ilgili.
Tarcan:
Ayrıcalıklı dost.
Tarhan: Oğuzlarda demirci ustası, tüccarlar, han ve komutan ünvanı.
Tarık:
Sabah yıldızı, zühre, venüs.
Tarkan:
dağınık, perişan, eski Türklerde vekil, vezir anlamında.
Taşkın:
taşmış durumda olan, aşırı.
Tayfun:
çok zorlu bir fırtına.
Tayfur:
Uçan, yükselen, küçük bir kuş türü.
Taygün:
Çocuk, torun.
Taykut:
Kutlu, uğurlu çocuk.
Taylan:
Uzun boylu, yakışıklı ve sırım gibi genç.
Tayyar:
Uçan, uçucu, uçma kabiliyeti olan.
Tayyib:
İyi, hoş, çok temiz.
Tekay:
Eşi benzeri görülmemiş.
Tekcan:
Değerli, eşsiz.
Tekin:
Uğurlu, hayırlı.
Temel:
Asıl, esas, dayanak.
Teoman:
Oğuz Han'ın babasının ismi.
Tercan:
Genç, delikanlı, kırmızı buğday.
Tevfik:
Allah'ın yardımı, uygunlaştırma, başarı.
Tezcan:
Telaşlı, heyecanlı.
Timuçin:
Moğol imparatoru Cengiz, katı, sağlam demir.
Timur:
Demir gibi sağlam.
Timurtaş:
Demir ve taş gibi sağlam.
Toktamış:
Bir yerde yerleşik oturan.
Tolga:
Bir tür savaş başlığı, kask.
Tolunay:
Dolunay.
Toprak:
Yer kabuğunun yüzey bölümü.
Toygar:
Tarlakuşu, turgay.
Tufan:
Afet, felaket, çok şiddetli yağmur.
Tugay:
İki alaydan oluşan askeri birlik.
Tuğrul:
Güçlü bir masal kuşu, ak doğan.
Tuna:
Çok bol, yavru, görkemli, gösterişli, bir akarsu.
Tuncay:
Tunç renkli ay.
Tuncer:
Tunç gibi kuvvetli.
Tunç:
Bakır, çinko ve kalay karışımı bir maden.
Turan:
Cesur atılgan, yiğit, dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke.
Turgay:
Küçük kuş, boz renkli, tarlalarda bulunan bir tür serçe.
Turgut:
Belde, yerleşme merkezi, mesken.
Turhan:
Onurlu kişi, soylu, seçkin.
Türker:
Türk erkeği, yiğit kişi.
-U-
Uçar:
Sezgi, anlayış, dikkat.
Ufuk:
Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınır, herşeye gücü yeten.
Uğur:
İyilik müjdesi, nesnelerde varolduğuna inanılan iyilik kaynağı.
Uğuralp:
Dünya,varlık.
Uğurcan:
Doğruluk gösteren, adaletli davranan.
Ulaç:
Cennette ölümsüzlüğe kavuşan.
Ulaş:
Çok övülmüş, methedilmiş.
Uluç:
Beyaz ay, dolunay.
Uluğ:
Yüce ve saygın kişi.
Ulvi:
Yüce, yüksek.
Umur:
Örgü, tecrübe.
Umur:
Ummak, beklemek, ümit etmek.
Umut:
Beyaz taç, gelin tacı, ümitli olmak.
Ural:
Aydınlık gece.
Utkan:
Din uğruna çalışan.
Utku:
Zafer, üstünlük sağlama, yenme.
Uygur:
Şanı şerefi en yüksek olan, eski bir Türk devleti.
Uzay:
Güneş sistemi, yıldızların ve diğer gök cisimlerinin bulunduğu alem, cosmos.
-Ü-
Ülgen:
Yüce, ulu, iyilik tanrısı.
Ülker:
Boğa burcunda yedi yıldızdan biri.
Ümit:
Umut, ummak, beklemek, ümit etmek.
Ümitcan:
Umutlu, hayırlı dost.
Ünal:
Ün almakla ilgili.
Ünalp:Tanınmış,
ünlü yiğit.
Ünay:
Ay gibi güzel ve şöhretli.
Üsame:
Bir arslan cinsi.
-V-
Vaha:
Çöl ortasında sulak ve yeşil yer.
Vahap:
Çok bağışlayan, bol ihsan edici.
Vahdet:
Bir ve tek olma.
Vahdi:
Bir ve tek olmayla ilgili.
Vahit:
Yalnız, tek, bir.
Vakıf:
Duran, ayakta duran, hayır kurumu.
Vakkas:
Savaşçı, okçu.
Vakur:
Ağırbaşlı, temkinli.
Vâlâ:
Yüksek, yüce.
Varol:
Var olmakla ilgili, yüceltme ünlemi.
Vasfi:
Nitelikle ilgili.
Vecdi:
Coşkunlukla, vecd ile ilgili, ilahi aşka dalan, kendinden geçen.
Vecihi:
Soylu, asil.
Vedat:
Dostluk, sevme, sevgi.
Vefa:
Sözde durma, dostluğunu devam ettiren.
Vehbi:
Allah vergisi, doğuştan gelme hali.
Veli:
Dost, Allah dostu, ermiş.
Velit:
Yeni doğmuş çocuk.
Volkan:
Yanardağ.
Vural:
Vurup almakla ilgili.
-Y-
Yağın:
Yağmur, yiğit.
Yağız:
Esmer, doru, yiğit.
Yahya:
Canlı, hayat süren, Zekeriya'nın oğlu olan peygamber.
Yakup:
Bir peygamber adı, erkek keklik, takip eden, izleyen.
Yakut:
Parlak kırmızı, değerli taş.
Yalçın:
Sarp ve dik.
Yalım:
Alev, ateş uzantısı.
Yalın:
Sade, çıplak, katışıksız.
Yalman:
Kılıç, kama gibi şeylerin ucu, sarp, dik.
Yaman:
Gücü ve becerisi alışılmışın üzerinde olan, korkulan.
Yasin:
Kuran-ı kerimde bir surenin adı.(Ey insan anlamında)
Yaşar:
Yaşayan, doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konan bir ad.
Yaver:
Yardım edici, imdada koşan.
Yavuz:
Yaman, korkusuz.
Yekta:
Tek, eşsiz, benzersiz.
Yener:
Üstün gelen, kazanan.
Yetkin:
Olgunlaşmış, kemale ermiş.
Yıldıray:
Ayla ilgili, yıldır yıldır parlamak, ay gibi.
Yıldırım:
Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması
Yılmaz:
Korkusuz, yılmayan, azimli.
Yiğit:
Güçlü, yürekli, kahraman, alp.
Yunus:
Bir takım yıldızının adı, denizde yaşayan bir memeli türü, bir peygamber ismi.
Yurdakul:
Yurdu için canını veren.
Yusuf:
Eklenecek, ilave edilecek, Yakup peygamberin oğlu.
Yücel:
Yüksel, yüce hale gel.
Yüksel:
Manevi anlamda yükselmek, yücelmek.
-Z-
Zafer:
Maksada ulaşma, barışma, düşmanı yenme.
Zâfir:
Zafer kazanan, üstün gelen.
Zahir:
Zekeriya'nın oğlu olan peygamber, açık, belli olan.
Zahit:
Dince yasak olan şeylerden sakınan, parlak yıldız.
Zamir:
Yürek, iç, vicdan, kişi adılı.
Zekai:
Çabuk anlayışlı, keskin zekalı.
Zekeriya:
Erkek, bir peygamber adı.
Zeki:
Akıllı olan, çabuk anlayan, kavrayan.
Zeyd:
Artan, çoğalan.
Zeynel:
Süslü.
Zihni:
Zihnin gücüyle, kavrayışla ilgili.
Zikri:
Zikirle, ayinle, ilgili, zikreden.
Ziver:
Süs, zinet ehli.
Ziya:
Aydınlık, ışık, nur.
Ziyad:
Fazlalık, çokluk, bolluk.
Zübeyr:
Akıllı.
Zülfikar/Zülfükar:
Hz. Alinin ünlü çatal ağızlı kılıcı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder